Necip Fazıl Kısakürek/ Abdülhamid Han.
Tiyatro Eserleri: 11.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek 1904- 1983 yılları arasında yaşamıştır. Şairüşşüara ünvanıyla şiirleri gençliğin dilinde, Büyük Doğu ideolojisiyle milletimizin gönlündedir. Fikirlerini yalnızca yazmamış, onları yaşamıştır.
Sultan II. Abdülhamid, 34. Osmanlı padişahı olarak, 33 yıl görev yapmıştır. Birileri ona Kızıl Sultan derken, sevenleri ona Ulu Hakan ünvanını vermiştir. Osmanlı Devleti'nin yıkılışını 33 yıl geciktirdiği, konusunda tarihçiler hemfikirdir.
Piyes, Yahudilerin Abdülhamid Han'dan Filistin'de toprak isteyen, pazarlıkları ile başlamaktadır. II. Meşrutiyet'in ilanı, 31 Mart Olayları ve tahttan indirilişini konu etmektedir. Üç perde ve dokuz tablodan meydana gelen piyeste, Üstad, Abdülhamid Han'a karşı beslediği güzel duyguları ince bir anlatımla ortaya koymaktadır.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Abdülhamid HanNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20001,128 okunma
Tabiatıyla iki kesimin arasında bitmez-tükenmez tartışmalar çıkıyor. Tarih gibi ilmî bir konu siyasi zeminlerde siyaset malzemesi yapılıyor. Cumhuriyet tarihi, Osmanlı tarihi ile kavga ettiriliyor. Ömrümüz karşılıklı ifratlarla, tefritlerle, iftiralarla, övgü sövgü ve mübaláğalarla geçi- yor.
"Mübalağa anarşisttir, zıddını celbeder." (Bediüzza- man)
Neticede öyle oluyor. Bir taraf "Biiiz Viyana kapıların- daaa!" diye bağırırken, öbür taraf Osmanlı'yı tümden yok arz edip "Biiiz bu Cumhuriyetiii" diye başlayan nutuklar lıyor. Bir taraf "Cennetmekân-Ulu Hakan Abdülhamid Han" derken, diğer taraf "Kızıl Sultan" diyor.
Böylece tarih ibret vesikası olma özelliğini yitiriyor. Çok önemli uzlaşma alanlarımızdan biri daha göz göre gö- re elden gidiyor.
Konu önemli... Çünkü ortak geçmişimiz, aynı zamanda ortak geleceğimizdir.
Cumhuriyet tarihini Osmanlı tarihi ile kavga ettirmenin ortak geçmişimize haksızlık olduğunu, ortak gelece- ğimizin bu kavgadan çok şey kaybettiğini düşünüyorum.
Aslında böyle bir kavganın bilimsel boyutu yoktur. Zira milletlerin tarihi bir süreç içinde gelişir. Devletler isim ve rejim değiştirseler de bu sürecin parçalarıdır. Bu anlamda Osmanlı Devleti Selçuklu Devleti'nin devamı, Cumhuriyet Türkiye'si ise her ikisinin devamıdır. Yani aslolan millettir.