"Gerçekten anlatabildik mi? Emin miyiz?
Küçük muhataplarımızın akıl ve kalplerine aynı anda hitap edecek, onların ilgisini diri tutacak, merak ettiklerine pişman ettirmeyecek bir dil kullandık mı?
Beyaz ve uzun harmaniyesinin ucunu havalı havalı omzuna atmış bir Antik Yunan filozofu gibi kurulduğumuz koltuklardan aşağılara doğru seslenirken, hevesle açılmış umut dolu o iri gözlere bekledikleri cevabı verebildik mi?
Yoksa onları engin ve zengin bilgi birikimimizin ağırlığı altında ezim ezim ezip, bir güzel tatmin mi olduk?"
Çocukları bu kadar iyi tanıyan yazar, onların özlerinde var olan Allah sevgisini nasıl tüketmeden rehberlik edebileceğimizi çok güzel ifade etmiş. Yapmamız gereken şey, çocukların Allah'la ilgili sorularına cevap vermek değil; çocuklar bize Allah'ı sorduğunda onları anlamaya çalışmak yani empati kurmak. İletişimimizi her daim diri tutmak ve kendimizi bu konuda geliştirmek. Onların merakına eşlik ederek, bu doğrultuda iyi bir rehber olmak.
Dünyaya bir çocuğun gözünden bakabilme ümidiyle. Okurken keyif aldım size de keyifli okumalar dilerim.