İşte bizi biz yapan, en küçük talihsizliklerle en büyük travmaların arasında gidip gelen bu can sıkıcı, acı verici olaylardır. Kişiliğimizin ister istemez birer parçası haline gelen bu irili ufaklı deneyimlerdir. Bunları unutmak, silmek ya da inkâra düşmek değil; tam tersine kabullenmek, benimsemek ve onlarla daha da güçlenmektir önemli olan. İnsan denen varlık, tek tek ayrıştırmadan, bir bütün olarak hesaba katılması gereken tüm bu deneyimlerin birikimidir. Baktığımız bir resimdeki şu ya da bu kusurlu noktaya takılmadan, resmin kendisini görüp keyfini çıkarabilmek gerekir.
En yakın meyhanede içtiğim bir duble votka Bir duble daha,bir duble daha ,bir duble de benden Unutmak istedğin kararlı bir yalvarmadır Dua değildir ,tanrı yoktur ve adil de sayılmazsın Göçük altından çıkmaya çalışan yaralı bir gergedansın Bilmem kaç günlük sakalın ve pis pardesünle Burnunu sildiğin rengi atmış kalşkolunla Cildi parçalanmış bir beckett kitabıyla Bu kenti,çeten sokak köpekleriyle kaç kez dolaşabilirsin Kaç kez kavga edebilirsin Sokaklar laf atacaklar Kaçıp gitmeyi düşündüğün o sahil kasabası dün yandı Telefon açıp her şeyi ama her şeyi itiraf etmeyi,onu sevdiğini söylemeyi düşündüğün insan dün öldürüldü
Reklam
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle selam değerli okurlar. Spoiler var ama bence çok da şey değil. Sonuçta bir olay yok kitapta. Mektuplar var. Ben bazı mektupları vereceğim ve mektupları yazanlar hakkında birkaç bilgi. En etkilendiklerimi yazacağım tabii. Her neyse ona göre okuyun. Fransız direnişçilerinin ölmeden önceki son mektuplarını konu alıyor alt başlıkta da
Hayatı Seviyorlardı
Hayatı SeviyorlardıKolektif · Pencere Yayınları · 199420 okunma
... Kendi isteğine göre seçebileceği şeyler çok azdır; görevleri, işin yönetmeliğiyle kararlaştırılmıştır; üst düzeyde çalışanlarla küçük işleri yapanlar arasında pek fazla ayrım yoktur. Hepsi yönetmeliğin kararlaştırdığı görevleri, kararlaştırılan bir hızla, kararlaştırılan yolda yürütürler. Duygular bile ısmarlamadır: Neşe, anlayış, güven, tutku, kimseyle çatışmadan geçinebilme. Böylesine zorlayıcı yollarla olmasa da eğlenme düzeni bile önceden belirlenmiştir. Kitapları kitap kulüpleri, filmleri filmcilerle sinemacılar ve bunların parayla yazdırdıkları reklamlar kararlaştırır; bunlardan arta kalanlar da tekdüzedir hep: Arabayla pazar gezintisi, televizyon saati, kağıt oyunları, toplantılar. Doğumdan ölüme, pazartesiden pazartesiye, sabahtan akşama her şey sırayla dizilmiş, önceden belirlenmiştir. Böylesine düzenlenmiş sıralı işler ağına düşen kişi, insan olduğunu, tek bir birey olduğunu, umutları, umut kırklıkları, üzüntüleri, korkuları, sevgiyi, özlemi, hiçlik ve yalnızlık korkusuyla yaşama olanağının eline yalnız bir kez geçtiğini nasıl olur da unutmaz?..
Tıpkı Altı yaşındaki kızımın su sorusuyla utandirmasi gibi: " Neden Tanrı'nın iyi olduğunu söylüyorsunuz?" O na demiştim ki: " Birkaç hafta önce kızamık geçirdin ve Tanrı iyi olduğu için seni tamamen iyileştirdi." Küçük kız ise bu cevaptan memnun olmadı: " İyi de baba unutma ki bana kızamıgı gönderende oydu."
Sayfa 123Kitabı okudu
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
"biz unutkan bir ulusuz. olanları bitenleri çabuk unuturuz. bugün yarın kanlı olaylar için yas tutarız, sonra, daha önceki olaylar gibi bu son kanlı olay da unutulur." Demiş Uğur Mumcu ___ umag'ın unutmayalım unutturmayalım sloganıyla birlikte düşünceleri faili meçhul cinayetlerde katledilenleri anarken hatırlattığı dize ve kitabın
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Vurulduk Ey Halkım Unutma BiziUğur Mumcu · Uğur Mumcu Vakfı Yayınları · 1996180 okunma
Reklam
1.000 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.