Güüüü 🎶 naaay 🎶 dıııın sevgili okuyucu 💫
Gün çareleriyle gelsin kapınıza
Mucize ötesi bir gün olsun her birimize 💚🍀
Bazen olur ya; yorulup kaldığımızda bir yerlerde, yaşamdan bir nefes daha almak istedigimizde, dönüp bakmalıyız aynaya..Sırtımızı dönmek fayda etmez dağlara.. Ne zamana kıymalı insan ne de keşkelerine ağlamalı, bunalıp kaldığında
Afrika’daki kadınlar dünya üzerindeki en muhtaç durumda olan insanlar ve seslerini duyurma imkânları yok.
Her şeyi hale yola koyan da ailelerinin hayatta kalması için uğraşanda onlar. Ayrıca unutmamalı ki orada yaşayan insanlar aynı zamanda açlığın pençesindeler.
Sayfa 172 - Bilge Kültür Sanat Yayınları - 1. Basım; Ocak, 2008 - Çeviren Nurten HatırnazKitabı okudu
- Selamünaleyküm sevgili tarlam! dedi yavaş sesle.
- Aleykümselam Tolgonay.
Yine geldin demek? Görüyorum, biraz daha yaşlanmışsın, saçların bembeyaz olmuş.
- Gördüğün gibi yalnızım, hep yalnız...
- Demek ona hiçbir şey söylemedin daha?
- Hayır söylemedim, söylemeye cesaret edemedim.
- Ya başkalarından duyarsa, biri istemeden ağzından
Insan unutmamalı ki hayat denen seyrüsefer sırasında kimilerinin saçlarını okşayan yel, bazılarına feci bir kasırga olur, her şey geminin büyüklüğünü veya yelkenlerinin sağlamlığına bağlıdır.
***
* "Atatürk; toplum hesaplaşmasında, içinde göründüğü bütün olayların üstünden bakar olur. Dikeni çalısı ayağınızı yalayarak indirdiğiniz bir dağ gibi, geri dönüp baktığınızda onun ancak yüceliği altında ezilirsiniz... "
Falih Rıfkı Atay, 'Çankaya' adlı eserinin ön sözünde şöyle der:
"Bu hatıralar, gördüklerim ve
Gerginliğin bir dürtü olduğu ve uyarı anlamına tekabül ettiğini unutmamalı. İnsanın sezgisel azaları sıklıkla onun zihnine bekçilik ederler ve alarm verdiklerinde, her ne kadar bilinçli şekilde olmasa da, mantık devreye girer.
Notre Dame'ın Kamburu. Öz möhtəşəmliyi, dərinliyi, verdiyi mesajlar, sahib olduğu həzin, təsirli səhnələr- dram, tragediya, sevgi ilə hər oxur kimi məni də dərindən təsirləndirən bir kitab oldu. Amma düzünü desəm incələmə yazmaq içimdən gəlmədi əsəri
Derin, babası tarafından iş ortağıyla evlendirilmek üzeredir. Ancak hiç tanımadığı bu adamdan ve babasından kaçarken kendini büyük bir evde çocuk bakıcısı olarak bulur.
Bu, alışılmış romantizm kalıplarından uzak, eğlenceli aşk hikâyesini kaleme alan Emine Şeyma Mengi'ye teşekkürler.
---
Hiç tanımadığın biriyle evlenmek mi?
Olmaz öyle şey!
Bu kabul edilemez ve anında uzaklaşmayı gerektirir.
Yani "Derin Altındağ olmak bunu gerektirir."
Unutmamalı ki mevzu Derin olunca doludan kaçarken Baran'a tutulmak kaçınılmazdır.
Bu eğlenceli maceranın sürprizli sonunda yüzünüzde gülümseme, içinizde bitmeyen bir yaramazlık yapma isteği kalacak.
Aşktan KaçarkenEmine Şeyma Mengi · Müptela Yayınları · 201570 okunma
-Hocam size bir şey sorabilir miyim ?
+Hocaların en sevdiği şey sorudur. Sor bakalım.
-İnsan sevdiği birisini unutmak için ne yapmalı?
+Valla sevgili Hatice, insan sevdiğini unutmamalı.
Düşünmeli değil mi, "Ne kadar tek başınasınız?" diye sorulmuyor da "Ne kadar yalnızsınız?" diye soruluyor. Acaba neden?!?!?
Gustave Janouch Franz Kafka'ya bir vesileyle şöyle sorar:
— [Gerçekten de] o kadar yalnız mısınız?
Kafka başıyla tasdik eder.
— Kaspar Hauser kadar mı?
Kafka güler:
— Onunkinden de beter... Ben [ancak] Franz Kafka kadar yalnızım! (G. Janouch, Gespräche mit Kafka, s. 41, Frankfurt, 1961)
Kimse başkası kadar yalnız olamaz, aksine herkes en nihayet kendisi kadar yalnızdır. Çünkü —unutmamalı ki— tek başınalığı başkaları (ağyar), yalnızlığı ise sadece kişinin kendisi (yâr) farkeder.
Uzun söze ne hacet, sen 'sen' kadar yalnızsın, ben 'ben' kadar!.. Şayet 'O'nun ahlâkıyla ahlâklanabilseydik, belki ancak o zaman 'O'nun kadar yalnız olabilirdik; zira 'O' da 'O' kadar yalnız!
Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI