Neleri unuttuk: 1- Birbirimize saygıyı; 2- nitelik ve bilginin önceliğini; 3- görev ve sorumluluğun, şuna buna sadakatten önce geldiğini; 4- adaletin düzenin omurgası olduğunu; 5- önemli ve popüler olmanın saygınlık olmadığını; 6- zenginliğin, kültürsüz gösteriş olduğunu...Başka?
Ona bir kolye vermiştim kendi sözlerinden
Sürekli bir gülümseyişle yüzümdeki
Görülmemiş bir ustalıkla acıyı ters yüz eden.
Elbette bir ustalıktır bizim sevgimiz
Mutlu bir yolcu gibi yol kenarlarındakilere el eden.
Bu kentin her yanını unuttuk
Kim bilir nerde daha bir postacı olurken.
Edip Cansever
Toplum olarak birçok duyguyu unuttuk. Ben en çok güven duygumu yitirdim. Alışveriş yaparken, bir yerde dolaşırken, yeni insanlarla tanışırken. Her yerde ve herkeste güvensizlik hissi beni kaplıyor artık.
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi unutarak bakıyorsunuz; takatten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla ilerliyorsunuz…" İnsan ömründe, en azından bir kere, böyle hissetmeli sevgili okur. Ne güzel şey tutku... Var olun.
Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi unutarak bakıyorsunuz; takatten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla ilerliyorsunuz…" İnsan ömründe, en azından bir kere, böyle hissetmeli. Ne güzel şey tutku.
Nasıl uzağız gerçeğe.
Ve nasılda biliyoruz bunu içten içe,
Sahte sevgi arsızlığından her gün daha da derine düşüyoruz...
Doğru vicdanî boşluğu bulduğumuz andaki naifliğimiz en şeytani gücümüz.
İler tutar yanımız yok...
Bin güzelliği bir hatayla siliyoruz. Çünkü affetmeyi unuttuk öleceğimizi unuttuğumuz gibi!
Uzaktan sızan o ince ışığı soruyorsun ya.
Al sana define haritası, sevgiyi kazanmak için verdiğimiz emeği, kazandığımız sevgiyi korumak için de verdiğimizde kurtuluruz.
Başka kurtuluş yok.