Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mektup alır, efkarlanırım; Rakı içer, efkarlanırım; Yola çıkar, efkarlanırım. Ne olacak bunun sonu, bilmem. "Kazım'ın" türküsünü söylerler, Üsküdar'da; Efkarlanırım.
"Bir şilep böğürtüsü,bir martı çığlığı duyuldu.Üsküdar bu şehirden boşanmak için bahaneler arıyordu."
Sayfa 68 - eski bir yara öyküsündenKitabı okudu
Reklam
Üsküdar dan entariyi kaldırmak, merkez komutanlığı koğuşunda kadın dövdürmemek, yahut sokakta aynı arabaya binen kadın ve erkeklerden karı- koca vesikası sormak, hemen hemen devrimcilik gibi ileri davranışlardı. Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne kadar komik gelir.
O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi. Üsküdar'dan entariyi kaldırmak, Merkez Kumandanlığı koğuşunda kadın dövdürmemek, yahut sokakta aynı arabaya binen kadın ve erkeklerden karı-koca vesikası sormak, hemen hemen devrimcilik gibi ilen davranışlardı. Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne kadar gülünç gelir.
Denilebilir ki İstanbul'u, Üsküdar'ı ve Boğaziçi'ni, her tepeden, her kıyıdan, her köşeden, her mevsimde, sabah, öğle, akşam ve gece saatlerinde, derinden derine seyredecek bir sanatkar kaç türlü yeni güzellik bulur; bunların koleksiyonunu tamamlamaya bir insan ömrünün yetmeyeceğine karar verir.
Bu dükkana gelenler yalnızca müşteriler değildi. Aktar Hocalar'ın dükkanı zamanın bazı meşhur sanatkarlarının, ariflerinin, sırlı sofilerinin ve meşayihinin sohbet ve muhabbet etmek üzere sürekli uğradıkları bir yerdi; adeta Akademi gibi bir şeydi.
Reklam
7-8 kişi bu dükkana zar zor sığıyordu; ama, bu irfan meclislerindeki sohbet ve muhabbetin lezzeti herkesi uhrevi bir aleme ref' ettiğinden, kimse bu sıkışıklıktan müşteki olmuyordu.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.