Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Üsküdar'ı anlatır..
"Tarihi evleri, isimsiz türbeleri ve kör çeşmeleri zamana meydan okur, labirent gibi zikzaklar çizerek yükselen dar yolları otomobilleri bezdirirdi. İncir ağaçlarının salgıladığı koku yağmur sonrası şiddetini artırır, peşi sıra bir tura çıkarsam rastladığım metruk konakları ilk kez görmüşçesine şaşırırdım. Umulmadık bir açıdan deniz önümü keserse, arkasındaki Osmanlı'ya dair siluet beni zaman tünelinde safariye çıkarırdı.."
"Üsküdar'da Eşrefsaat Sokağı'nda otururduk, anlamını sorduğumda sevinmiş, bir sır verirmiş gibi, "Bir işin yola girmesi için en uygun zaman" diye fısıldarken şaşırmıştım.."
Reklam
349 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Efsane Efsane Efsane
Ben Canım Osmanlı'ya bir daha aşık oldum galiba. Muhteşem Osmanlının Muhteşem Yüzyılının banisi Kanuni Sultan Süleyman asla zihinlerimizde işlenen yanlış tasavvurla sahip biri değil, o çok başka bir daha.. Kanuni ve dönemini kısmen de öncesini anlatan muazzam bir eser. Kitapta her satır beni benden aldı ama özellikle Koca Mimar Sinan'ın, Kanuni ve Hürrem Sultan'ın kızı Mihrimah Sultan'a olan kısmen platonik aşkı ve bu aşkını yaptığı tüm eserlerine işlemesi beni benden aldı. Süleymaniye Camii, Şehzade Cami, çeşmeleri, Üsküdar ve EdirneKapıda karşılıklı bulunan iki tane Mihrimah Sultan Camileri ve geri kalan tüm büyük eserlerine aşkını işlemiş meğer koca mimar. Bahsettiğim yerleri daha önce görmüş olmamdan kaynaklı olsa gerek çok etkilendim, o satırları okurken sanki bir yandan bu eserlerin mekanlarında geziyordum bir yandan aşkını izliyordum koca mimarın. Farkındaysak günümüzde artık böyle büyük eserler yok acaba sebebi öyle büyük aşklarin da kalmamış olması mı? Neyse hülasa çok güzel kitap. Yazardam Allah razı olsun.
Muhteşem Osmanlı Kanuni Sultan Süleyman
Muhteşem Osmanlı Kanuni Sultan SüleymanYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 2013654 okunma
Sessiz bir aşk rüzgârı ruhumdan esen Bıraktım bir kenara kahrı, isyanı, gamı Ne kadar güzelsiniz Üsküdar, deniz ve sen
Efkârlanırım
Mektup alır, efkârlanırım; Rakı içer, efkârlanırım; Yola çıkar, efkârlanırım. Ne olacak bunun sonu, bilmem. "Kâzım'ım" türküsünü söylerler, Üsküdar'da; Efkârlanırım.
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Sabahı nasıl tetikte bekliyorum. Şafakla damar damara seviştiğini görmek için bilgeliğin. (...) Ey yangınlar artığı! Her yangından arta kalan bir şey, her yangından arta kalan gerçek şey çoğalt beni." Bir Üsküdar sabahından #Günaydın
Reklam
Seninle bir deniz kıyısında yada şehrin en kalabalık caddesinde el ele yürümeden öleceğim. Bir öğle vakti kahvaltısında beline sarılmadan. Geceleri kasıklarını öpmeden senin, saatlerce sevişmeden. Akşamları dizlerine yatmadan. Rakı içerken seni uzun uzun seyretmeden. Sana şiir okumadan. Seninle uyumadan. Ekmeğin köşesini kim yedi diye kavga etmeden. Seni nefessiz kalana kadar öpmeden öleceğim. Öleceğim biliyorum. Sensiz ne kadar yaşıyorsam öyle işte.. Ümit ÜSKÜDAR
Artık ben de tüm ailem gibi İstanbul'da, İstanbul'u özleyenler kervanına katılmıştım. Fakat onlarınki gibi sadece bir yakayı ya da parlak maziyi özlemek gibi bir şey değildi benimki, belki de hastalıklı bir şeydi. Anadoluhisarı'nda Beyoğlu'nun coşkusunu, Beyoğlu'nda Fatih'in maneviyatını, Üsküdar'dan vapura bindiğim anda Anadoluhisarı'nı, Kuzguncuk'u, Beykoz'u özlüyordum. Hangi yakadaysam, diğerine bakarken derin bir hasret çörekleniyordu yüreğime.
DİPSİZ TESTİ Beni dinlersen Üsküdar'a gitme İbrahim'i görme şiir yazma Şu herkesin bildiği düzlük Bu deli alacası çayır Ardıç kuşu türkülü sokak Senin için değil Sen yoksun Çevrende kimseler yok Zengin de olsan Yoksulluğun gitmez
#boykotadevam
🇵🇸 Gazze'yi Unutma! Ablukanın kalkması ve Filistin’in özgürlüğü için, tüm İstanbul'u yürüyüşümüze davet ediyoruz. 📍 Başlangıç: Fıstıkağacı Metro İstasyonu 📍 Varış: Üsküdar Meydanı 🗓️ 28 Nisan Pazar 🕑 Saat: 14:00
Reklam
Bir insan, başka bir insanı ne kadar düşüne bilir ki? Aklında, içinde, düşlerinde büyüyen duyguya ne ad verile bilir? Şiir bazen çaresizlikten yazılır. Bazen meraktan. Bazen özlemekten. Bazen aşktan. İşte sen bütün bu duyguların toplamısın. Şiirsin işte... Ümit ÜSKÜDAR
Amerika'daki saygın Kürt gazetecilerden Mutlu Civiroğlu'nun arşiv araştırması ve benimle paylaştığı bilgiler dahilinde birkaç gün önce öğrendiğim ve bugün ziyaret ettiğim İsviçre'de Kürtler açısından tarihi öneme sahip bir mekan... İlk baskısı 22 Nisan 1898'de Mısır, Kahire'de Son baskısı 14 Nisan 1902'de İsviçre Cenevre'de yayınlanan Kürdistan isimli ilk Kürtçe gazete'nin son baskının yapıldığı Cenevre ofisi tam olarak videosunu izlediğiniz bu mekandaydı. Miqdat Bedirxan (Mikdad Midhat Bedir Han) İlk Kürtçe gazete olan Kürdistan'ı yayınlayan bir Kürt milliyetçisi ve gazeteciydi. Aynı zamanda Botan Emirliği'nin son Kürt Mîri olan Bedir Han Bey'in de oğluydu. Miqdat Bedirxan, Üsküdar Askeri Lisesi'nde , ardından Galatasaray'daki İmparatorluk Lisesi'nde (Mekteb-i Sultanî) eğitim gördü ve mezun olduktan sonra Osmanlı bürokrasisinde de görev aldı. Dönemin yetkin İngiliz gazetelerinden The British Journal, İstanbul ziyaretinde Bedirxan'dan bahsederken "Osmanlı İmparatorluğu'nda eğitimli, aydın ve soylu Kürtler de bulunmakta" şeklinde övgüyle anlatıyor. Gazetede ayrıca edebi eserler yanı sıra şairlere de yer verildiği gazete hakkında tarihi kaynaklar arasında. Dönemin şartlarına uygun olarak bazı baskıları iki dilli (Kürtçe ve Türkçe çevirili) yayınlanmış. Gazetenin son baskısının 14 Nisan 1902'de yayınladığı bu ofis, şimdi gazete ve sigara satan bir kiosk olarak işletildiği görülüyor...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.