Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
En büyük seyyahımızdan kısa bir Eski İstanbul turu
“1919’un İstanbul’unun eni boyu bugünküyle mukayese edilecek gibi değildi. Şehrin dışında ismi ‘Makriköy’ olan bir Bakırköy, bir de Ayastefanos (Yeşilköy) vardı ve bunlar uzak banliyölerdi. Bugünkü Kazlıçeşme mıntıkasında, toprak ve yeşillikle iç içe Yeni Mahalle denen ahşap bir mahalle vardı. Burası 1912-1913 Balkan göçlerinin yarattığı mekânlardan biri olmalı. Üsküdar karşının (Anadolu’nun) merkeziydi. Kadıköy kibar bir banliyöydü. Beyoğlu dediğimiz mıntıka ise bugünkü Taksim’e kadar zor ulaşırdı. Kasımpaşa ve Kulaksız Mezarlığı’nı görmek için Pera Palas’tan aşağıya bakmak yeterliydi. Şehrin dışında Haliç boyunda Eyüp; karşısında Sütlüce ve Hasköy göze çarpardı…”
Uzun olduğunun farkındayım fakat günün önemi için okumanızı rica ediyorum
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin öldürülmesine yol açan olaylar 1945'te başlar.
Hasan Ali Yücel
Hasan Ali Yücel
'in etkisiyle
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
'ı mahkemeye veren
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
bu davadan galip çıkar. Ama özellikle karar duruşması ırkçıların gövde gösterisi
Rahmetle anıyoruzKitabı okudu
Reklam
“Bıraktım bir kenara kahrı, isyanı, gamı Ne kadar güzelsiniz Üsküdar, deniz ve sen”
Sayfa 97
Mektup alır, efkarlanırım; Rakı içer, efkarlanırım; Yola çıkar, efkarlanırım. Ne olacak bunun sonu, bilmem. "Kazım'ın" türküsünü söylerler, Üsküdar'da; Efkarlanırım.
Üsküdar'dan entariyi kaldırmak, Merkez Kumandanlığı koğuşunda kadın dövdürmemek, yahut sokakta aynı arabaya binen kadın ve erkeklerden karı-koca vesikası sormak, hemen hemen devrimcilik gibi ileri davranışlardı. Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne kadar gülünç gelir.
Gizli tutarak sevdim ahımı hicranımı. Yıllar yılı gönlümü hayaliyle avutarak sevdim. Her şarkıda hatırlayarak sevdim. Çocuklar gibi bağlanarak sevdim. Hasretini ateş yutar gibi içime çekerek sevdim. Ümitlerimi rakıma meze yaparak sevdim. Cama vuran her damlada hatırlayarak sevdim. Anılarla yaşayarak sevdim. Hayatıma küse küse sevdim. Tutunduğum
Reklam
Kederin beni de kederlendirdi Mavi Gözlü Dev
❝Bir Üsküdar balkonunda guruba karşı demlenir gibi bu akşamüstü, Laypzig'te, tıramvay durağında tadını çıkara çıkara, yudum yudum kederleniyorum...❞ Haziran 958 Almanya
hislerim bir şiir olsaydı bu olurdu
"... Sessiz bir aşk rüzgarı şimdi ruhumda esen Bıraktım bir kenara kahrı, isyanı, gamı Ne kadar güzelsiniz Üsküdar, deniz ve sen"
Müthiş izahat..
Râbıtaya itiraz felakettir. Çünkü leblebi kafalılar zannederler ki, rabıta demek şeyhini mübalağa ile büyütmek, gaye zannetmek! Asla... O şeyhinin kılığından ilâhî huzura doğru çıkmak için bir bilet almaktan başka bir şey değil... Sırası gelmişken kaydedelim. Günün ucuz, gayet ucuz, bayağı ve ahmak inkâr modası içinde bir de formül vardır: -"Allah'la kul arasına girilir mi? Cevap vereyim; sizde söyleyenlere aynı karşılığı verin... Bana, bunu söyleyen bir profesöre şöyle dedim: -"Yahu, sen Üsküdar'a gitmek için bile vasıtaya muhtaçsın!.. Bütün beşerî vasıtaları elinden alsam, sen acaba potin mi giyebilirsin, sigara mı içebilirsin, yemek mi yiyebilirsin?.. İlahî huzura gitmek için vasıtasızlık ne demek? Elbette vasıtaya ihtiyaç var... Elbette Allah'la kul arasına girilemez! Fakat, Allah'la kul arasında münasebet kademeleri mevcut... Yoksa ey ahmak, Allah'la kul arasına hiç kimse giremez!.." Rabıta hâşâ, Allah'la kul arasına girmek değil... Hâşâ... Eğer bütün olarak, tüm olarak vasıtaya ihtiyaç olmasaydı, bir tane Nebî ve Resûl gelmezdi.
Sayfa 143Kitabı okudu
Bıraktım bir kenara kahrı, isyanı, gamı Ne kadar güzelsiniz Üsküdar, deniz ve sen
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.