Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Günümüz İstanbul sokaklarında artık ne atlar dolaşıyor ne de Üsküdar Çiçekli'de bir At Evliyası var. Ama Topkapı Sarayı'nda bütün bu anlatılanlara sebeb olan Süslü Kır'ın minyatürü ile mezar taşı hala muhafaza edilmeye devam ediyor.
Sayfa 183Kitabı okudu
Mısır Seferi'nden dönerken Koca Yavuz, hem halifelik ünvanını getiriyordu hem de Mukaddes Emanetleri. Devletin topraklarını üç kat büyütmüş bir padişah olarak onun gelişi İstanbul 'da heyecan dalgaları oluşturuyordu.Halk haftalardır ayaktaydı. Derken beklenen ordu Üsküdar 'a yanaştı.Gündüz vakti idi. Karşıya geçilebilirdi. Padişah istirahat emri verdi. Devlet adamları şaşırmıştı. Payitahta bu kadar yaklaşmışken iş miydi bu durum! Sebebi sorulduğunda tarihin kulak kesilip dinleyeceği şu ibret dolu sözler duyulacaktı, ''Halk uzun zamandır bu dönüşü beklemektedir.Şehre gündüz girersek bu başarıyı bizden bilen insanlar alkış tutacaklardır. Halbuki bu başarı bizden değil Allah'tandır!'' Koca ordu başlarındaki büyük sultan ile birlikte geceyi bekler ve insanlar yataklarına çekildikten sonra şehre girerler. İşte Osmanlı bu durumunu muhafaza ettiği müddetçe büyük kalabilmiş, ne zaman ki bu değerlerini unutmuş, zayıflamış ve nihayetinde yıkılıp gitmiş...
Reklam
Hz. Aişe, fetih günü Efendimiz'in (sas) bir merkubun üzerinde Mekke'ye girişini şöyle anlatıyor, " Mekke'ye girerken üzerine bindiği merkubun semerine, neredeyse alnı değecek şekilde giriyordu,"Efendiler Efendisi (sas), mütevazi kişiliği ile bir zamanlar binbir eza cefa gördüğü ve ardından terk etmek zorunda kaldığı bu şehre şimdi muzaffer bir kumandan olarak giriyordu ama nasıl bir tevazuyla giriyordu. Bu tevazu örneği az da olsa ileride yeniden yaşanmıştı elbette bunu yaşayan ve yaşatanlar hep Peygamber Efendimiz'in (sas) yolundan gidenler olmuştu. Mısır Seferi'nden dönerken İstanbul'a gündüz girmeyen ve halk bu muvaffakiyeti bizden bilir ve alkışlar diye Üsküdar'da bekleyerek şehre gece giren Yavuz, Mohaç Meydan Muharebesi'nde dünyanın en büyük ordularını 2 saat içinde yok eden ve dönüşte, "Bu zaferle kalbime gurur girdi. Bu gece yatağımı dehlize serin," diyen Kanuni canlanıyor zihnimizde. Kudüs'ü alıncaya kadar 30 sene çadırda yatan Selahaddinler, İspanya'nın fethi sonrasında, "Unutma dün bir köleydin, bugün muzaffer bir komutansın yarın toprağın altına girip hesap vereceksin," diye kendisini hesaba çeken Tarık bin Ziyadlar ve daha niceleri. Onların hepsi bu güzeller güzelinden almışlardı boyalarının rengini ve dünyaya hayat olmaya çalışmışlardı ömürleri boyunca.
Sayfa 123Kitabı okudu
" Hele vapurla Üsküdar'dan Eminönü'ne geçerken İstanbul'u seyretmek? Ağaçlar arasında Süleymaniye Camii. İnsanın kırışmış duygularını düzeltiyor yaz rüzgarları. Ama yaz güneşinde daha çok belli oluyor aşk lekeleri."
Sayfa 54
Düşmemiş Hezarfen Efendi'yle karşılaşır mı acaba? Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlar Kuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreni Ve aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamaz Ölümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım Kopmuş bir kocakarının da eteklerinde azat kuşları Oğlum öldürülmüş ben satarım Üsküdar iskele alanında
1. Şöyle böğürüyor bir kambur Kardeşler! Deniz geçen ahali! Erken kalkalım Köroğlunun koynundan biraz Kalender ilk vapurumuzdur Gidiyor yunuslarla yarışacak Üstünde nasıl geçirmiştir
Reklam
Ne oluyor şimdi bizimkilere? Yeniden neye sıvanıyorlar? Hiçliklerini bile savunamaz oldular.Uzat yüzünü tükürsünlür ne olmuş? bir kağıt mendile bakar.Öyle ya bunu somut olarak yaşamamış kimse uzatamaz yüzünü.Kendini o yüzün tükürülemez bir yüz olduğuna inandırır.Sanki bizimki İstiklal Caddesi, Üsküdar İskelesi de, sizinki Vilayet kabul salonu.Bunlarda yüzlerini temiz tutmak için "Bir şey yapmalı bir ses duyurmalı ya da bilmem kimi bilmem ne cezaevinde ziyarete gitmeli"gibi palavralar kuruyorlar önlerine.Kurun,kurun.İyi kurun.Belki kurtulursunuz.Kendinizden...
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni Doktor beni hâlâ sanıyor şizofreni Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden Kalbimi hoplatıyor Bakırköy'ün treni
Sayfa 106 - OkuyanusKitabı okudu
A, uzun boylu dahi , sen buradan Üsküdar'a geçmek için bir sürü vasıtaya muhtaç bulunurken ebedi hayata erme yolunda nasıl olur da tek başına hareket etmekten bahsedebilirsin ?
Sayfa 248Kitabı okudu
Mektup alır, efkarlanırım; Rakı içer, efkarlanırım; Yola çıkar, efkarlanırım. Ne olacak bunun sonu, bilmem. "Kazım'ın" türküsünü söylerler, Üsküdar'da; Efkarlanırım.
Reklam
"Bir şilep böğürtüsü,bir martı çığlığı duyuldu.Üsküdar bu şehirden boşanmak için bahaneler arıyordu."
Sayfa 68 - eski bir yara öyküsündenKitabı okudu
Üsküdar dan entariyi kaldırmak, merkez komutanlığı koğuşunda kadın dövdürmemek, yahut sokakta aynı arabaya binen kadın ve erkeklerden karı- koca vesikası sormak, hemen hemen devrimcilik gibi ileri davranışlardı. Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne kadar komik gelir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.