Büyük usta Yaşar Kemal'in biz Yörüklere yazdığı bu ağıt kıvamındaki eseri okurken kaç kere gözlerim yaşardı bilmiyorum. Binlerce yıldır yazın yaylaklara, kışın kışlaklara göçen Yörüklerin yavaş yavaş azala azala bittiğini, yerleşik hayata geçişini, yerleşik hayata geçmeyen ve töresini devam ettirmeye çalışan Karaçullu obasının yaşadığı çaresizliği, zulmü, bitişi okuyoruz, okurken yaşıyoruz. Yaşar Kemal öyle bir resmediyorki öyle bir kaleme alıyor ki bizim kültürümüzü resmen okurken yaşıyorsun öyküyü. Ve bu yok oluşta bile töreden ödün vermiyor Süleyman Kahya, Haydar Usta, Müslüm Koca... Ahh Yörüklerim, ahh kardaşlarım, soyumuz sürüyor ama adetlerimiz, törelerimiz, binlerce yıldır sürdürülen Türk töresi yavaş yavaş eriyor, eritiliyor... Ve bunu ele alan, bize ağıt yakan Yaşar Kemal aslında bizim törelerimizi de tekrar yaşatmak için bu eserde yazıya döküyor, bir nevi unutturmuyor. Yaşar Kemal, varol ustam...
…
Oysa aşk beni nerde görse tanır
Hasret tanır zulüm tanır ölüm tanır
Yüzüm yüzümden utanır
Yorgunum ustam yorgunum
Ne katıksız somun isterim senden
Ne bir tas su
Ne taş yastıkta bir gece uykusu
Var gücünle asıl şimdi sükunetime
Çığlığım kopsun
Uzat ellerini güneşe dokun
Uyandır uykusundan
…
Ne kadar on yargılı davranisim elif şafak mis gibi kitap yazmış kadın hele alevilik konusunda dedikleri e şimdi ben ustam ve ben kitabını da seve seve okurum ...
🎶🎶🎶 İyi Geceler
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar
Elleri ak yumuk yumuk, ojeli tırnakları
Nerelere gizlesin şu avucum nasırları
Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye
Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları
Ustam seslendi uzaktan oğlum al