Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine,
Dünyaya daha iyi çocuklar bıraksanız !
Sorun kendiliğinden çözülecek aslında.
#AzizNesin
Büyük ustaya doğum gününde saygıyla…
Ölüm yıldönümündw büyük ustaya saygıyla...
İnce Memed, okumak için çok geç kaldığım bir roman. Cenaze töreninde İnce Memed' le ilgili dövizler taşınıyordu. Yanımdaki arkadaşa sordum dalga geçer gibi baktı bana. 'Hadi canim okumamış olamazsın' dedi. Utandım. Hemen gidip aldım ve on gün sürmedi hepsini bitirdim.
Unutamadığım tek şey : Bu roman bitmemeliydi dememdi.
Bir roman bitti diye ilk defa üzülmüştüm belki de...
Edebiyatımıza böyle bir romanı kazandırması bile heykelinin dikilmesi için yeterli bence Ustanın.. Onlarca güzel eser, dilimize yüzlerce yeni sözcük kazandırmasına ise diyecek söz bile bulunmaz...
Bu dünyadan Yaşar Kemal'in geçmesi güzel, bize rastlaması ise Türkçe için büyük bir şans...
Işıklar yoldaşı olsun...
İnce MemedYaşar Kemal · Cem Yayınevi · 197557,7bin okunma
Haksızlığa hiç susmayan kalemiyle,sözüyle,bizlere ağaların karşısında İnce Memed olmanın yolunu çizen büyük ustaya saygıyla
"Beni öldürmen neye yarar, bir ağa gider, yerine başka biri gelir.
Olsun,benim yerime de başka bir İnce Memed gelir"
İnce Memed 'ler bitmez !
Sabreyle gönül sabırsız olma
Cümleyi gönlüne yar eden vardır
Darda kaldım diye umutsuz olma
Yok iken dünyayı var eden vardır
Neşet Ertaş
Büyük Ustaya Saygıyla...
“ 1941 yılında İstanbul'da doğmuşum. Piyano öğretmeni bir annenin oğluyum. Müziğe merakım ilk defa … “ tam olarak böyle tanımlıyor Erkin Koray kendini lakin bir farkla, bir eksikle, o eksikliğe de mertçe cevap vererek. Sağdan soldan atıp tutan kalem tutmayı bilmez, öğrenmek mi? Hiç mi hiç istemez tayfaya, “magazin bülteni”ne, o tayfanın
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi böyük kimi böcek kimi kul
Merak edip hiçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu?
Neşet Ertaş
Katledilişinin 71.yılında özlemle anıyoruz. Öldürülmesiydi türk edebiyatına çok daha fazla eser bırakabilirdi ancak kısacık hayatında yazdıkları da onu en üst yerlere taşımaya yetmiştir.
"Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti..."
-Sabahattin Ali.
Saygı ve sevgiyle...
Hasretinden Prangalar Eskittim, 1968 yılında yayınlanmış Ahmet Arif’in ilk ve tek şiir kitabıdır. O tarihten bu güne kadar defalarca yeni baskılar yaptı. Yayınladığı dönemde oldukça ses getirmiştir. Özellikle devrimci ve sosyalist çevrelerde oldukça etkili bir soluk oldu.
Bazı insanların Ahmet Arif şiirlerini çok farklı şekilde algıladıklarına şahit oldum. Demek istediğim şu; Ahmet Arif şiirleri, sevgililere okunacak romantik şiirler değildir. Aksi şekilde düşünenler büyük bir yanılgı içindedirler.
Cemal süreya, Ahmet Arif ile ilgili yazdığı bir yazıda; “o, dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları “âsi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecek miş gibi bir umut (bir sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı var dır. “
Ahmet Arif’in şiirlerinde hep bir isyan, bir öfke, haksızlığa karşı bir itiraz vardır. Her şiiri ayrı bir destandır. Doğmuş olduğu coğrafyanın daima sesi ve çığlığı olmuştur.
Ahmet Arif, “OTUZÜÇ KURŞUN” şiirini yazan şairdir.
Kitabı değerlendireyim derken Ahmet Arif’i anlattım gibi bir şey oldu. Ahmet Arif ve şiirleri birbirleriyle öylesine özdeşleşmiş ki, benim için ikisi de aynı. Açıkçası, Ahmet Arif ve şiirleri üzerine ne yazsam, ne yazılsa eksik kalır. Büyük ustaya saygıyla, Özlemle....Ve son.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadım Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.