Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ANNE ölüm ,bir kar gibi yağsada ayak uçlarına ben o ayakların altındaki cennette üşümek istiyorumm...
NE Unutulan şarkıların son söylendiği Geceler vardır hani Bir daha söylense de Ne ses, o ses Ne gece, o gece... Hani keder zehir gibi akar gece boyu Uyumak en güzelidir zamanların Hani bazen üşümek yanmaya eştir Sevmek en güzel şarkıdır Seni özlemek en kötü zamandır. Ahmet Telli
Reklam
Bazen sadece üşümek istiyorum. O buz gibi havaya inat saatlerce yürümek... Yürüdükçe ısınıyorum sanki. Ve yürüdükçe uzaklaşıyorum insan kalabalığından. Ve o buz gibi hava daha iyi ısıtıyor beni insanların sözüm ona sıcaklığından... Daha güzel sarıyor beni gece. Kaybolup gidiyorum onun karanlığında. Karanlık... Ne çok korkardım karanlıktan. Çocukluk işte. Bilmiyordum ki o karanlığın birçok aydınlıktan daha güvenilir olduğunu. Bana hep karanlığın kötü olduğu söylendi. Hiç söylenmedi ki gece karanlığının birçok insanın aydınlığı olduğu. Ve hiç söylenmedi ki o gece karanlığının bana huzur vereceği... Ama biliyorum artık ve korkmuyorum. Ve diyorum ki "gündüzler sizin olsun verin bana karanlıkları"... / E.B /
Sonra fark ettim ki; su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor. Her şey yine ve aynı şekilde oluyor. Öyle bir yere geldim ki sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış, üşümek ve ısınmak gibi. Gitsem ayrılık olur, kalsam çöl. Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler; Ama anladım ki; özlemden hiç kimse ölmüyor. Ama ben ölüyorum. Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum. Anladım ki; hasret yeni bir aşka kadar sürüyor. Sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın, su akıyor ve ben gidiyorum... (Tuncay Akdoğan)
Ellerimi ikindi buzlarına sürdüm, Dilimde melez şarkılar büyüttüm Dışımda titreten bu kışı, İçimde bir güzel dövdüm Fındık çiçeklerini düşüne düşüne Sirkeciye kadar yürüdüm Bu eski trende, Bu kadar üşümek, Bugün için Tenime kâfidir... (Kaan Murat Yanık)
Üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğu. Eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu O'nun yokluğu... Aziz Nesin
Reklam
Soğumak,üşümektir.Kim bile bile üşümek ister ki ? SALİH SARIKAYA
PİRAYE İÇİN YAZILMIŞ : SAAT 21-22 ŞİİRLERİ Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Denize Doğru Otururum Bazen Denize doğru otururum bazen Kimi zaman bir kafede elimde çayımla Kimi zaman Sevgilimle sahilde yan yana Bazen de tek başıma Ne güzeldir orada olmak Solumak
Deveye sormuşlar: "Senin için yokuş yukarı çıkmak mı zor, yoksa yokuş aşağı inmek mi?" Deve tereddütsüz cevap vermiş: "Benim için önemli olan yokuş yukarı veya aşağı gitmek değil, sırtımda taşıdığım yüktür." Dünya edebiyatının ünlü isimlerinden Shakespeare zamanında, ülkede kırsal kesimde yaşayan köylülerin kullandığı kelimelerin sayısı olsa olsa 200 civarındaymış. Acıkmak, uyumak, üşümek, hasat toplamak ve hayvanlara bakmak gibi sınırlı sayıdaki fiillerle bir ömür süren insancıklar, kendi dar çevrelerinde ulaşımsız ve iletişimsiz konuşmalarla günlerini geçiriyorlarmış. İngiltere'de aydın denilen aristokrat tabakanın kullandığı sözcüklerin sayısı ise 2000'e yakınmış. Onlar politika, edebiyat, sanat, müzik, ekonomi, eğlence ve kilise sözcüklerine aşina imiş. Shakespeare'in eserlerinde kullandığı kelimelerin sayısı ise 20.000'i buluyormuş. İşte deve, deve olduğu için bu ağır yükü kaldırıyor.
Reklam
üşümek varsa sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğudur, eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan bu 'O'nun yokluğudur.... .............Aziz NESİN...........
Üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğu. Eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu o’nun yokluğu. Aziz Nesin
Gece gece bitmeyen nadir sabahları bilenler, güneş doğmadan günbatımına kavuşan insanları iyi tanırlar. Çocuk olmadan adam olanlar, adam olmadan hırsız olanlar, zenginden alıp fakire veremezler. Tutku ararken aç kalanlar, umutsuz olduklarında karnı doyanlar, sevmeden aşık olanlar, bir adet güle kananları iyi tanırlar. Yokluğu gecelerin içine taşıyanlar, basamakları dörder dörder çıkanlar, düşerken geceden sabaha tutunacak bir el ararlar. Yaşamı yaşamakla yoranlar, zamanı Ay’a göre hesaplayanlar, güneşi ısınmak için kullananlar, kadına sarılmadan yaşarlar. Üşümek için ayaz hava arayanlar, Ağustos ayında gökte yıldızları sayarlar, sevmek için Temmuz’da kalanlar geceyle gündüzü aynı anda yaşarlar. Gece gece bitmeyen nadir sabahları bilenler, gündüz gündüz uykuda kalırlar, bir kadın yerine bir çok kadın tarafından sevilmenin hayalini kurarlar... İhtiyar – geçici insan masalları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.