NEHİR MANZARASI
Bırak sökük kalsın rüzgâr, bu zırdeli düşün içinde gerçeğin ne anlamı var. Biz bu zırdeli düşün içinde kavrulmuş kurumuş iki fıstık gibi Yatalım uyuyalım uyanalım kalkalım Değil mi ki, bir yere kilitlenmiş Bir küçük iyiliktir aşk, Değil mi ki, billurdan bir yalan dünya Bırak ersin o tamama Gel bak tepeden bir nehir manzarası göstereceğim sana.
Taş
İlk benim yüzüme rastladınız, en eskisiyim buranın, Karnıyım dünyanın. Yeryüzünün ağrısı bendedir. Kum ve kayaç benim.
Issızlık bilgisiyim ben, sessizlik bilgisi. Dumanın ve kalmanın büyük planıyım.
Her şeyi gördüm, her şeyi. Suyun gidişini, ağacın çiçeklenişini. Tekrar tekrar gördüm ben daha da görürüm. Büyük Zaman, benim.
Denizler dalgalar dövdü beni, sert rüzgârlar yurt bildi zirvelerimi. Kırıldım, söküldüm, ufalandım; döndüm bitiştim tekrar kendime açsan, kırsan, baksan; bütün yeryüzü, her zerremde.
Taş taşıdım, içim kendimden yorgun benim, dilim çok uzun bir yankı. En eskisiyim ben buranın.