Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
Uzaklardan bir bulut tekrar bulutsuzluğa.. Gönülden bir umut aynı dostluğa.. Ulaşıyorken kalbim yine yokluğa.. Hatırlarım seni uzak diyarlarda.. Yorgun düşmüş dizlerim beklemekten.. Eriyordu yüreğim hasretinden.. Aklımda tek fikrim tek düşüncem.. Yine sana ulaşmaktı ey gönül.. Gönül ne dinlerdi ki beni.. Alnımdan akan soğuk terleri.. Fakat
Reklam
Hareket halinde olan için ölüm yoktu,tasa yoktu;devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda,barakalarda,uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı.Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi. Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Sayfa 283Kitabı okudu
Uzak diyarlarda, ismi cismi sana yabancı olan bir insanı da çok sevebilirsin. Hayat kardeşliği denilen bir kavram vardı.
Sayfa 110 - Büyükada YayıncılıkKitabı okudu
Burjuva sofralarda onca kelam ikram.Sigar,sohbet,siyaset.Marka ayakkabılar ve marka elbiseler ,ama en önemlisi , tasarımcı elşnden çıkmış çantalar.Hemcinslerinin kılık kıyafet takıntısını bir türlü anlayamıyordu Peri.Bazı kadınlar çantalarını uzak diyarlarda savaş meydanlarında kazanılmış ganimetler gibi gururla taşıyorlardı.
Babam akıllı, basiretli bir adamdı. Sonumun neye varacağını önceden gördüğü için bana çok ciddi uyarı ve nasihatlerde bulundu. Bir sabah, çekmekte olduğu damla hastalığı yüzünden dışarı çıkamadığı odasına çağırdı beni. Ve çok yumuşak bir dille öğütler verdi. Salt macera isteği dışında hangi sebeplerle baba evinden, doğup büyüdüğüm, rahat, mutlu bir hayat sürebileceğim, mal mülk sahibi olabileceğim vatanımdan ayrılıp gitmek istediğimi sordu. Ancak umutsuz insanların ya da çok büyük servet sahibi olmak isteyenlerin, alışılmışın dışına çıkıp uzak diyarlarda macera ve şöhret peşinde koştuklarını söyledi. Böylesi bir tutumun benim gibi birinin ya çok üstünde ya da çok altındakilere has bir şey olduğunu; benim için en uygun olanın ise vasat yani orta yolu tercih etmek olduğunu söyledi. Uzun tecrübeleri sonunda dünyadaki en iyi, insan mutluluğuna en uygun yaşama tarzının, bu orta yol olduğunu; böylece alt tabakadakilerin ağır çalışma ve yaşama şartlarından uzak kalabileceğim gibi üst tabakadakilere özgü gurur, kibir, lüks, ihtiras ve hasetten de azade olacağımı ifade etti. Bu mutluluğun değerini anlamak için şu tek şeye bakmak bile yeterliydi: Böyle bir hayat bütün insanların imrendiği hayattı; Krallar, büyük şeyler yapmak için yaratılmış olmalarının can sıkıcı sonuçlarından yakınıp dururlar ve de iki aşırı uç; süflîlik ile büyüklük arasında bir yerde olmanın özlemini çekerlerdi. Âkil insanlarsa ne fakir, ne de zengin olmayı isterler, sadece ortalama bir yaşam tarzına sahip olmanın gerçek mutluluk olduğunu bilirlerdi.
Reklam
" Bu kapının ardında uçsuz bucaksız, tüm renkleri barındıran bir boşluk var. Bu boşlukta ilahi güçlerin sesini duyabilir, kudretin tadına bakabilirsin. Bu boşlukta ruhunu uzak diyarlarda bulabilirsin, sevgili süpürge. " Kapının üstünde "Kütüphane" yazıyordu.
Kendimi Kabule Dair ya da Kaktüsün Dikeni Buyur Etmesi. Her hayranlık ardından tiksinti veriyordu. Önce hayran olunandan sonra kendimden. Oysa tiksinilecek bir varlık değildim. İsmet Özel gibi şiir yazamamak şiirden vazgeçirmişti. Mikhail Tal gibi oynayamamak satrançtan. Oluşu başkalarında aramak motivasyonu bir diğerine bağlı kılmaktı. Oysa
Af dileyecek değilim ölmeden evvel açıp ellerimi göklere. Özgürlük o uzak diyarlarda, özgürce yelken açmak,başka vücutlara dokunmak,dalgalara teslim olmak var o topraklarda, denizlere emanet bir ülke orası,yasak tanrılara.Ama burada nereye baksa gözlerin duvar, mecbursun başını kaldırmaya mecbursun göğe bakmaya yalvaran gözlerle.Nefret ediyorum gözlerimi Tanrı'ya meсbur eden şu dünyadan! Acısını ben tattım adaletsizliğin, ben alamadım hakkımı şu hayattan, asla diz çökmeyeceğim.
Sayfa 82 - Can yayınlarıKitabı okudu
1.340 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.