Bana hiç bakmıyor diye üzülmek yok kızlar
Birçok kişininkinden farklı bir düzenim var benim; hangi kıza hiç bakmıyor veya konuşmuyorsam, ona çok ilgi duyduğumu anlayabilirsin.
Üzülmek gözümüzde bir gelenektir Yaşamı mor bir kağıda güzelliyoruz
Reklam
Üzüntü diyebilirdi ama acıyarak üzülmek değildi onunki, hayatla cebelleşen tanımadığı milyarlarca insanı kapsayan geniş bir kederdi ; insanların en berbat şartlara, en zor yaşantılara rağmen her yerde hayata tutunmalarına duyduğu hayretle karışık bir keder. Hayat çok hazin gelirdi o anlarda. Bunu bile bile hepimiz yaşıyoruz. Bile bile dört elle sarılıyoruz, bize avuntu olacak bir şeyler arıyoruz...!
Sayfa 712
Yaradılış Kitabı, Tanrı’nın insanlara hayvanlar üzerinde egemenlik verdiğini söylüyor, ama bunu O’nun hayvanları insanlara emanet ettiği biçimde de yorumlayabiliriz pekala. İnsan gezegenin efendisi değil, sadece yöneticisiydi ve sonuçta yalnızca gezegenin yönetiminden sorumluydu. Descartes önemli bir adım attı; insanı ‘maitre et proprietaire de la nature’ (doğanın efendisi ve sahibi) yaptı. Hiç kuşkusuz bu adımla hayvanların ruhu olduğunu kesinkes reddedenin o olması arasında da derin bir bağ var. İnsan efendi ve sahiptir, diyor, Descartes, hayvansa sadece bir otomat, hareket eden bir makine, bir machina animata. Hayvan yakındığında, bu yakınma değildir; sadece kötü çalışan bir makinenin hırıldamasıdır. Bir vagon tekerleği gıcırdadığında, vagon acı çekiyor anlamına gelmez bu; sadece tekerleğin yağlanması gerekmektedir. Demek ki, laboratuvarda canlı canlı kesilen bir köpeğe üzülmek için neden yoktur.
İlişkisindeki kıskançlığı erkek sinek bile bulamaz diyerek çevresindekilerin kıza güzel görünmek için çabalamasına üzülmek, alışkanlık haline geldi.
Her şeyin Allah'tan geldiğini kabul etmek başımıza gelen şeylere üzülebileceğimiz gerçeğini yok etmiyor. Üzülmek başka isyan etmek başka.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.