Bu dört yılı dört duvar arasında geçirdim, çalışmağa gitmek için dışarıya çıktım ancak. İş de ağırdı ha!
Yorgunluktan zaten bitkin haldeyken kötü havada, yağmurda, yahut kışın o çekilmez soğuğunda çalıştığım oldu.
Bir seferinde tam dört saat ek görev yaptırdılar: Termo metrenin cıvası donmuştu. 40 dereceden fazla soğuk vardı. Bir ayağım
"Mezarları onarmak Türkiye'de adet değildir ve anıt taşlar ince uzun ve genellikle silindirik olduklarından dolayı, bir süre sonra dikey durumlarını terk ederek her istikamete doğru eğilirler."
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kristof Kolomb adlı, İtalyan mı, İspanyol mu, Allah'ın ne belâsı olduğunu bilmediğim serserinin aklına bir gün eserek, icrâ ettiği uzun seyahat esnasında, o zamana kadar mechûl kalmış bir kıt'a meydana çıktı. Senin vaktinde bilinmeyen bu yeni dünyanın adına dört yüz seneden beri Amerika diyorlar. Yaratılışın başlangıcından beri rahat yaşamış ve seninkilerin şerrinden bin dört yüz şu kadar yıl sağlam kalmış ve korunmuş olan bir halka, İtalyan serserisi, İspanyol gemisiyle, yok oluş ve ölüm götürüyordu. Hakikaten çok geçmeden, oradaki asıl ahali imha edilerek, yerlerine seninkiler geçip kuruldular. Senin -güya- şehadetinin işareti olan kanlı haç, şimdi Amerika'dan da dünyanın Hristiyan olmayanlarla meskûn kısmına fesat, iğvâ, fitne ve katliam tevzî ve tasadduk* ediyor.
Savaşın hemen öncesinde ön siperlerde olan askerler ve subaylar kural olarak uyumazlar. Askerler ya mektup ya da partiye kabul dilekçelerini yazarlar, gençler tecrübelilerin anlattıklarını dinlerler. Subaylar ve kurmaylar birliklerin hazırlık durumunu son olarak denetlerler. Herkes tehlikeler ve bilinmeyen uçurumlarla dolu uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdır sanki.
Artık çok geç, bunlar için artık çok geç
yağmur gibi ağlamak, dansetmek
kısa bir mektup bırakmak
uzun bir mektup okumak
çıldırmadan önce, kendini öldürmeden önce
çok geç
Bir de şiir yazıyorum bu arada. Ayrı bir şiir. Uzun bir şiir. Hiç yayımlanmayacak. Sende kalacak. Bir şairin, sevdiğine en büyük armağanı, yayımlanmayan, hiç de yayımlanmayacak bir şiir olabilir. Böyle düşünüyorum. Her yıl böyle bir şiir yazacağım sana. Saklarsın. İstersen ben öldükten sonra yayımlarsın. Ben ölene dek yayımlamak yasak.