#korku
#stefanzweig
#işbankasıkültüryayınları
Zweig'in okuduğum dördüncü kitabıydı ve bir kaç kitabını daha aldım, devamı gelecek.
Yazar yoğun psikolojik tahlilleriyle insan beyninin en ince kıvrımlarında adeta vals yapıyor. Hikayeyi okurken bir yandan tırnaklarınızı kemiriyor bir yandan sık sık oturma pozisyonunuzu değiştiriyor ve karakterin olaylar karşısındaki ruh halini, tavır ve davranışlarını düşünüp tam da böyle olurdu, bundan farklı olmazdı, olamazdı diyorsunuz.
Aşırı korkunun ölümden daha kötü bir şey olduğunun idrakine varıp, kaçacak yeri kalmayınca geri dönüp kurt'un üzerine koşan kuzuyu, ölümün kollarına kendini teslim etmeye çalışan karakterin çaresizliğini tüm çıplaklığı ile gözünüzün önüne getiriyorsunuz.
Korku, belirsizlik, çaresizlik, ihanet, pişmanlık duygularının ayrıntılı bir şekilde işlendiği kitapta şunu düşündüm 'bir yazar oluşturduğu bir karakterin en mahrem bilgilerini anlatmalımı, karakterin sırlarını tüm çıplaklığı ile geriye hiç bir şey bırakmadan ortaya dökmeli mi?
Tavsiye edilir.