“ Spinoza aslında geometrik yöntemi kullanarak bize şunu fısıldar: Nasıl ki insanın doğayla işbirliği içinde yarattığı her şey aslında herkesin ise felsefe ve bilgi de herkesindir. Şeylerin doğası ile ilişkilerin tarihsel kuruluşu arasındaki bağın kavranması bize bu hakikati gösterir. Bu nedenle din ve devletin itaati canlı tutmak için bütün kurucu unsurlarıyla en çok ihtiyaç duyduğu şey hurafe, nefret, korku, melankoli, umut, ya da kederin yeniden ve yeniden üretilmesidir. Çünkü tüm itaat ilişkilerinde şu hakikatten hareket edilir: “Avam korkmazsa korkutucu olur” (Ethica). Korkunun yerine çabayı, hurafenin yerine gerçekliği, kederin yerine neşeyi, itaatin yerine özgürlüğü yaratabilmenin koşulu ise ortak varoluşun ve ortak gücün yaratılması arzusundan geçer ki bu arzu yaratılmadan itaat ettirenin varoluşunun ve itaat ilişkilerinin köklerine korku salınabilir gözükmemektedir.”
Komite sitesinden alınmıştır.