Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SÜFYÂN-I SEVRÎ ( K.S.) * Gözü ağrıdığında hekim gönderdiler. Hekim : - Bir hafta gözlerine su değmesin, dedi.
Öldürdü duygularımı, diriltemeyecek kadar ölü gibiyim. bugün öğrendim ki insan yaşarken de ölebiliyormuş görmezden gelinebiliyormuş, oysa ben ne yaptım ? sadece sevdim, benim olmayacağını bildiğim halde sevdim hislerime yenik düştüm defalarca onu o kadar çok sevdim ki ona kalbimdeki en güzel tahtı verdim. kimsenin eli yetişmesin kimse ona dokunmasın istedim, yanımda değil varlığını hissettirse yetinirim dedim. ben temiz ve saf sevdim sanırım çok seven kaybediyor ben hep yeni tutunmak istedikçe devrildim.. o benim yaprağımdı sadece benim olsun istedim tüm yapraklarım kopsa da o kopmasın istedim ama o kopup uzaklara gitti.. ve ben kuruyan dal misali baharım gelsede yeşeremiyeceğimi öğrendim. hayal kurmayı bıraktım hep kursakta kaldı. ve bugün yine öldüm. ben severken öldüm ve zindanda bıraktım kalbimi çunkü o kalp benim değildi. onundu..
Reklam
143 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Genel olarak güzeldi 10/6.5 . Kitabın "Burun" ve "Palto" hikayeleri çok hoşuma gitti. Bir pazar günü kahveyle bir solukta bitirilebilir. Kitaplarını okumak için kendime söz verdim, cidden güzel bir yazar tavsiye edilir.
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun - Fayton - Palto)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun - Fayton - Palto)Nikolay Gogol · Panama Yayıncılık · 201855,8bin okunma
Şunu da söyleyeyim, başlangıçta ‘eskittim’ değildi, ‘çürüttüm’dü o sözcük. Yani 'Hasretinden Prangalar Çürüttüm’. Fakat ‘çürüttüm’ sözcüğünü sevmedim. Her ne kadar doğrusu ‘çürüttüm’ de olsa sevemedim. Bir de bu sözcükte üç tane ‘ü’ geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı. İç kulağımı, yani gönlümü tırmaladı. Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır. Onu tırmaladı işte. Müzik ve anlam bakımından daha güçsüz buldum. O nedenle ‘eskittim’ dedim.” Bu açıklama Ahmed Arif’in şiiri üzerine pek çok ipucu verir. Kitabın ilk baskısı 1968’in Kasım’ında Bilgi Yayınevi’nden çıkar. Uzun ve sancılı bir öyküsü vardır bu baskının. Kitabın neden geç yayımlandığı sorusunu şöyle yanıtlar Ahmed Arif: “Kitabın geç çıkması benim tembelliğimden, önem vermeyişimden. Ben bu konuda hâlâ biraz amatörüm. Hiç profesyonel olamadım. Şiir önce bir güzellik duygusudur. Bu güzellik duygusunu kurtarmak, onu anlatmak, onu yaratmak. Ondan sonra elbet bir konusu vardır. Adamına göre, kilosuna göre, ne bileyim meşrebine göre. Kimisi gider firavunları anlatır, kimisi güncel olayları verir. Kimisi sıradan, herkesin yazabileceği, sözüm ona aşk şiirleri yazar. Adını vermeyeyim. Birisine şiirleri verdim. Kitap çıkacak, ama iki yıl bekletti. Her yere gitti o kitap. Biliyorum. En son Şevket Süreyya’nın sansüründen geçti. Ama olumlu rapor geldi. Bunlar öyle bir şey ki bütün Türkiye duyuyor, anlatıyor, en son ben duyuyorum. Yayıncılar, editörler, şaşılacak şey, röntgen gibi biliyorlar birbirlerini...”
Tarçın rengi saçlarının çevrelediği o güzel yüzündeki sonsuz hüznü görebiliyordum. Gözyaşları bir çiğ tanesi gibi asılıydı kirpiklerinde. Çıplak ayaklarının üzerinde usulcacık doğrularak, üzerindeki Kharitlerin dokuduğu elbisesi gibi uçuşan parmaklarıyla hafifçe saçlarımı okşadı ve sonra bana sıkı sıkı sarıldı. O kalp biçimli muntazam yüzünü
.... Düşünceleri o acıklı görüntüye kaydığı zaman, bir yandan sakinleştiriyordu, öte yandan ama, kocasına o anda kendisine eziyet veren sıkıntılarını anlatmaktan alıkoyduğunu hissediyordu. Albert dönünce, Lotte onu tedirgin bir telâş içinde karşıladı; keyfi yoktu, işleri iyi gitmemişti, komşu yerin hukuk danışmanı, eğilmez bükülmez, dar ufuklu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.