Zaman'ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense onu durdurmak için nokta olarak hareketsizleştin.
Zaman'ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense,onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin.
Reklam
Zamanın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin.
Zaman'ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin.
Şimdiye değin okuduğunuz bütün kitaplardaki bütün harfler, sözcükler, tümceler, nokta ve virgüller, soru işaretleri, ünlemler de siyahtı. Siz onun eline düşmekle kalmıyorsunuz, siyah da sizin elinize düşmüş gibi. Yalnızca okuduklarınız değil, kafanızdan geçen cümleler, cünle olamayacak kelime kırpıkları, sağduyum dediğiniz yön tabelaları siyah.
+35
"Albaylarım! Sizlere bir piyes oynamayacağım. Sizlere, sizlerin tarihini okuyacağım. Her şeyi tarih sırasına göre anlatacağım. Çünkü ben sıraya önem veririm. Düzeni severim. Önce ne oldu? Önce kim, ne yaptı? Önce ne vardı? " Sorusuna kendi karşılık vermek isteyen bütün insanlar gibi acele davrandı: "Önce kelime vardı, biliyorsunuz. Bütün bu virgüller, ünlemler sonradan gelmedir. .. " Peki albayım, vazgeçtim: Önce hiçbir şey yoktu. Bütün evren, kelimesiz bir tekdüzellikten ibaretti. Fakat o sırada kelime icat edilmediği için, bu bölümü anlatamıyoruz. Tanrı, bir süre sonra, tekdüzelikten sıkıldığı için durgunluğu yarattı. Sonra durgun yaratıldı. Bu sıfat tek başına var olmadığı için, durgun denizler ve durgun havalar ve durgun karalar ortaya çıktı. Sadece bir dil bilgisi zorunluluğu yüzünden. Durgunluk bulut getirmediği için denizler her zaman mavi ve durgunluk havayı karıştırmadığı için dalgasızdı. Hareket olmadığı için büyüme yoktu . Ne yükselme vardı ne genişleme. Kimse kimseyi geçmiyordu. Yarışma icat edilmemişti. Ve Tanrı, insanı yarattı.
Reklam
897 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.