Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-İSLAM DÜNYÂ GÖRÜŞÜ Kadir Mısıroğlu 1. Bölüm -Müellif:Temel İslâmi umdelerin/prensiplerin kavranmasında ve hazmedilmesindeki kifâyetsizlik sebebiyle,İslâmi cephede hizmet veren kimselerin bir kısmının,gerek fikirlerinde gerekse hareketlerinde bâzı tezadlar ortaya çıkmıştır. -Müellif:İnsan beyni için mücerredleri kavramak,müşahhasları kavramak
Kelimatı Kudsiyye
Kelimat-1 Kudsiyye 11 esastır ki onlara Nakşibendiyye yolunu aydınlatan kandiller diyebiliriz. Hüş Der Dem: Her nefeste hazır ve âgâh olmalı. Her an gözlendiğini unutmamalı. Nazar Ber Kadem: Başkasına değil kendi maddî ve manevi yürüyüşüne bakmalı. Sefer Der Vatan: Kötülükten iyiliğe, şerden hayra sefer etmeli Halvet Der Encümen: Zahirde halk ile, batında Hak Teala ile olmalı. Yâd-Gerd: Dil ile kalp zikirde bir olmalı. Bâz-Keşt: Kalben "Allahım, maksadım sensin. Gayem senin rizandır." demeli. Nigâh-Daşt: Gönül, Hak Teâlâ'dan gayrısına kaymamalı. Zikirde kalbi sabit tutmalı. Yâd-Daşt: İnsanlardan uzak düşmemeli lakin daima Hak Teâlâ'nın huzurunda olmalı. Vukuf-i Zamânî: Yaşadığı her âna vâkıf olmalı. Vukûf-i Adedi: Zikirde sayıya dikkat etmeli. Vukûf-i Kalbi: Gönül, Hak Teâlâ'ya vâkıf olmalı.
Sayfa 31 - YedikıtaKitabı okudu
Reklam
1) Vukuf-i Kalbî
Zikirde kalbe yönelmek ya da kalbin Allâh’a yönelmesidir...
bütün ibadetlerde aranılan da huzur-u kalple yapılmasıdır.
Halid-i bağdadi zülcenahayn (ks) risale-i halidiye'sinin vukuf'i kalbi bahsinde" ve eğer zikir ve tat (ibadet) vukuf'i kalbi (kalbin Mevla'dan haberden olmasın)dan hali (boş) olursa, o zikir ve tat ruhsuz beden gibidir ve itibardan hariçtir (kıymetisizdir) buyurur.
Yolumuzu Aydınlatan 11 Kandil
*** Gücdüvâni Hazretlerinin "Seyr-i Sülûke" girenlerin istifâde etmeleri ve uymaları için, tarîkat-ı âliyye için ortaya koyduğu düstûrlar halîfesi olan Arifi Rivegeri tarafından tâlim ve tebliğ edildi. Bunlar: 1. Hûş der-dem: Her alınan - verilen nefeste uyanıklık. 2. Sefer der-vatân: Beşerî sıfatlardan sıyrılıp İlâhî sıfatlarla süslenmek devamlı Allah'a yaklaşmak, 3. Nazar ber-kadem: Yürürken bakışlarını ayağından ayırmamak, önüne, işine, edebine, mürşidine, hedefine bakmak. 4. Halvet der-encümen: Zahirde halk ile, esasta Hakk ile bulunmak. Eli kârda, gönlü yarda olmak. Dışı halk içi Hak ile olmak. 5. Yad kerd: Kalb ve lisânın zikri beraber yapması; her gönlü uyanık olmak. 6. Bâz keşt: Zikir yaparken; "İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî. (Allah'ım! Maksadım Sensin ve taleb ettiğim Senin rızândır.)" demek. 7. Nigâh-daşt: Zikir esnasında kalbten meşguliyet verecek düşünceleri defetmek. 8. Yâd-daşt: Her dem Allah'la olmak, her yerde O'nu müşahade etmek. 9. Vukuf- u zemâni: Yaşadığı anın, aldığı nefesin farkında olmak, zamanı boşa harcamamak, o anda lazım olanı yapmak. 10. Vukuf-u adedi: Zikirde, verilen adede riâyet etmek; sayıyı korurken zikri, zikrettiği zatı unutmamak, kalbi zikirde toplamak, kendini unuup zikrettiği yüce Zât'ın muhabbetiyle huzur bulmak. 11. Vukûf-u kalbî: Zikir anında kalbine sahip olmak, zikrettiği Zât'a yönelmek, kalbini boş düşüncelerden temizlemek, zikrin sırrına ve tadına ulaşmak; kalbini kontrol etmek, hep Allah ile beraber olmak.
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
11 Kandil.. Derviş her bir kandili adım adım bohçasına koyorsa elbet ölüm değil vuslat olur Yaradana.. Zaman dediğin nedir ki iki nefes arasında.. Vukuf-i zamani.. Vukuf-i Kalbi.. Haydi bismillah de yak kandilleri..
Kalbin Kandillerini Yakmak
Kalbin Kandillerini YakmakSaltuk Buğra Bıçak · Eşik Yayınları · 201875 okunma
Reklam
11 kandil, 11 kutsal kelime.
1. Vukuf-i Zamani Ey Yolcu, yaşadığın anın farkında ol. Çünkü farkında olursan yolda aklını şeytan çelemez. Yaptığın işin, attığın adımın muhasebesini yap ki nefsinin esiri olma. 2. Vukuf-i Adedi Ey Yolcu, zikirde sayıya riayet et. Çünkü bu yolun yolcusu Allah’ı üç gün anmasa kalbi hastalanır, derdi dermansızlaşır. Allah’ı anmaya gafletsiz ve
Ben; vatanın dört bir bucağında, on yedi yıldır alnının akıyla Türk Milletinin hizmetinde şerefli bir öğretmen olarak çalışan ben; on yedi yıldır ne kendi şerefine, ne vatanın ve milletin şerefine kendi aczi dâhilinde leke sürdürmeyen ben; şerefi, haysîyeti, adı aylardır darağacında sallandırılan ben; yâni bugün artık her iki mânâda adı çıkmış ve
VUKUF-I KALBÎ
Kalbin Hakk’dan agâh olması, haberdar olması demektir. Öyle ki; artık kalp, O’ndan başka hiç bir şey düşünemez. Buna şuhûd ve vusûl de derler: «Ne yana dönseler, Allah’ın vechini bulurlar» İlâhî ifadesi de buna işarettir.
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.