Tiyatro okumanın, roman okumak kadar etkileyici olmadığı yönünde bir fikrim vardı. Betimlemeler, karakter tasvirleri olmuyor çünkü ve diyaloglar dışında tutunacak bir şey kalmıyor. Ancak, W. Shakespeare’ın eserleriyle artık bu ön yargımı yıktım ve oyun okumanın da en az roman okumak kadar etkileyici olabileceğini anladım.
Aslında konu itibariyle defalarca duydum, replikleri başka kitaplarda ya da filmlerde alıntı olarak kulağıma çoğu kez çalındı, yine de okurken aslında Romeo ve Juliet hakkında çok az şey bildiğim fikrine kapıldım. Bu eseri yalnızca, düşman ailelerinin çocuklarının talihsiz aşkını anlatan bir eser olarak görmemek gerekiyormuş meğer. Her yönden, karakterleriyle ve aklımda çizilen olay örgüsüyle, en önemlisi de insanı tam zamanında ve tam kıvamında vuran cümleleriyle, mükemmel, bunca yıllık değişmeyen şöhretini son damlasına kadar hak eden bir eser.