Söz, insanın hem yüzüdür,
Hem ruhudur, hem aklı.
Söz insanın, yüzüyle de,
Tersiyle de kendisidir, kendisi!
Söz insanın hem beşiği,
Hem bineğidir,
Hem sokağı, hem mektebi
Biz sıradan insanlar belki senin gibi büyük hıza ve x-ışınlı bakışa sahip değiliz superman ama insan zihninin gücünü asla küçümseme.
Biz bu kalın ve küçük kafataslarımız içinde dünya üzerindeki en tehlikeli silahı taşıyoruz.
Böylece normalde sadece X bölgesi üzerinden kolayca öldürebildiğiniz bu bakteri sınıfını artık aynı antibiyotik ile öldürme şansınız kalmamıştır. Zira hepsi bu konuda önlemini almış ve antibiyotiklere karşı geliştirdikleri savunma mekanizmasını birbirleriyle çoktan paylaşmışlardır. Ama bilim insanlarımız çılgın oldukları için bu bakterilerin bir başka zayıf noktasını hemen bulurlar. Tahmin edeceğiniz üzere, aynı durum tekrarlanır ve yeni geliştirilen antibiyotiğe dirençli bakteriler oluşur ve bu özellik hemen diğer bakterilere aktarılır. İronik bir şekilde, bilim insanları her bulduğu yeni fikirle bakterilerin çok daha yüksek bir dirence sahip olmasını sağlar. Hani bir söz vardır; "Beni öldürmeyen acı güçlendirir" diye. Burada yaşanan durum da tam anlamıyla bu sözle uygun olup her yeni girişimde karşımıza daha dirençli bir bakteri çıkmaktadır. Basit bir mantıkla baktığımızda, insanlık olarak böyle devam edersek, nihayetinde karşımızda süper dirençli bakteriler oluşacak ve artık onları öldürmek asla çok kolay olmayacaktır. Üstelik de onları kendi ellerimizle yaratmış olacağız. Gördüğünüz üzere, hiç büyük devletlerin gizli laboratuvarlarına falan gerek yok. Her hapşırdığında ağzına bir antibiyotik atan Hilmi, bu direncin gelişmesi için yeter de artar bile. Bilinçsiz antibiyotik kullanımının giderek artması sonucu birçok ülke, halkını bilinçlendirmek için birtakım girişimlerde bulunmaktadır. Peki, ülkece antibiyotik kullanımı konusunda biz ne durumdayız?
Heidegger, zamanın, ilginin olanaklılık koşulu, sözgelimi onun oluşturucu yapısı olduğunu ifade ettiğinde aslında yine genellikle şu soruyu soran Kantçı çerçeve içindedir: "X'i olanaklı kılan nedir?" Bu, temel "Kendinin-dışı"nı, başka varlıkların aynı derecede gizemli kapalılığına karşıt olarak insani farkındalığı nitelendiren gizemli saydamlık ve açıklığı oluşturan üç zaman ekstasının -geçmiş, şimdi, gelecek - birliğidir. Örneğin, denebilir ki hayvanın kendinin-farkındalığı'ndan yoksunluğu, farklı bir tarzda da olsa bizim kendimizin-farkında oluşumuz kadar bize yabancıdır.