Sözlükte “yalancı ve zalim olana birlikte beddua etmek, lânetleşmek” mânasındaki mübâhele kelimesi Kur’an’da iftiâl kalıbında (ibtihâl) olmak üzere bir yerde geçer (Âl-i İmrân 3/61). Bu âyete “mübâhele âyeti” (ibtihâl âyeti) denir. Mübâhele âyetinin de içinde bulunduğu Âl-i İmrân sûresinin ilk seksen âyetinin nüzûl sebebi olarak Necran
III
madem arkandan ağlamamı bile çok gördün bana
al bu taşlar senin olsun...o halde ve bundan böyle
bütün davullar vursun, telleri kopsun sazların
boşluğa bağırsınlar, birlikte;
kan kusacağız.
kan kusacağız.
madem dünya bunca zalim
XXXIII
Başkalarını bilmek akıllılık,
Kendini bilmek irfan sahibi olmaktır.
Başkalarının üstesinden gelen iktidar sahibi,
Kendisinin üstesinden gelen ise güç sahibidir.
Neyin yeterli olduğunu bilmek zenginlik,
Azimle yol almak irade sahibi olmaktır.
Sahip olduğunu kaybetmemek kalıcı olmak,
Ölüp unutulmamak uzun ömürlü olmaktır.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sonya Özbey
İnsanları utandırmak pahasına da olsa şunu söyleyeceğim: Kanunlar prenslerimize şarap içmeyi yasaklıyor, onlar ise şarabı öyle bir aşırılıkla tüketiyorlar ki, neredeyse insanlıktan çıkıyorlar. Bunun tam tersine Hristiyan prenslerinin şarap içmesi serbest, oysa şarap içmek onların günah işlemesine yol açmıyor. İnsan ruhu bir çelişkiler yumağı; İşret meclisinde dini hükümlere şiddetle karşı çıkılıyor; bizi daha adil hale getirmek için çıkarılmış kanunlar, çoğu kez bizleri daha da suçlu hale getirmeye yarıyor.
Fakat insanın aklını kaybetmesine neden olan bu içkinin tüketilmesini tasvip etmesem de aklı şenlendiren içecekleri de aynı şekilde mahkum ediyor değilim. En tehlikeli hastalıklara karşı olduğu kadar kedere karşı da özenle devalar arama Doğululara has bir bilgelik. Bir Avrupalının başına herhangi bir dert geldiğinde, tek çaresi Seneca adında bir filozofun eserlerini okumak. Onlardan daha mantılı, üstüne onlardan daha iyi fizikçi olan Asyalılar, insanı şenlendiren, acılarının hatırasını güzelleştiren içecekler içerler.