XXXIII / Ramazan
Ramazan geliyor. Sabah.
Hocam, bizim karı ölüyor. Kan kusuyor. Hem de gebedir.
Kente götür.
Kentin neresine götüreyim, demedim mi ki sana toktor yoktur.
Komşu kente götür, orda hastane olmalı.
Neyle götürem?
Sedye ile Gezne'ye indir. Ordan otobüsle götürürsün.
Hocam dayanamaz.
Öyleyse bırak.
Ölecek Hocam.
Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık onu da
Bırak gitsin.
O senin ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin.
Necip Fazıl ve Nükteler XXXV
Necip Fazıl vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
"Üstad", diye sormuş "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."
N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.