Bir burjuva çıkıp da bize diyebilir ki: “Yahu! Siz sosyalistler, hem her şeyde amaç yok, sebep var; toplum herkesin istediği gibi gitmez, kendi kanunlarıyla yürür, diyorsunuz; hem de, öte taraftan Parti kuruyorsunuz, amacınız sosyalistliktir. Bu AMAÇ için işkence çekiyor, sürülüyor, öldürülüyorsunuz da, gene de AMAÇ uğrundan geri dönmüyorsunuz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bir taraftan amaç yok dersiniz, öbür taraftan bir amaç için can verirsiniz. Devrim olacak diyorsunuz. Pekâlâ, bırakın olsun. Toplumun kanunlarını siz yapacak değilsiniz ya... Eğer toplumda bir devrim olacaksa, olur. Siz beyhude telef olmuyor musunuz? Vb... vb...” Bu kapitalist mantığı, küçükburjuva nemelazımcılığıdır. Bunun adına MUKADDERATÇILIK derler. Biz bu mukadderatçılara karşı kendi DEVRİMCİ görüşümüzü koruz.
Devrimci görüş şudur:
Olaylarda amaç yok sebep vardır. Sebepler zincirlenerek kanun olurlar. Bir şeyin kanununu açığa vurduk mu, o şeyin nereye gideceğini de kestiririz. Buna bilimde; ÖNCEDEN
GÖRÜŞ derler. İşte insanlar için, AMAÇ “teorice” yoktur, fakat “pratikçe” amaç denilen şey, önceden görmektir. Yıldırım fabrikanın bacasına düşer. Bunu önceden görünce, elimizi kolumuzu bağlamayız. Bacayı yıldırımdan korumayı amaç biliriz, bir paratoner kurmak için uğraşırız. Kapitalizm ister istemez sosyalist devrime gidecek; bunu önceden gören İşçi Sınıfı, kendi devrimini bir amaç edinir. Burjuva toplumunun kör dövüşünden, zulmünden yüreği yanmış ne kadar sınıf, zümre ve insan varsa, hepsi de sosyalizmi önceden görmekte çıkarlı olur; bu görenlerin veya hissedenlerin en namuslu ve yiğit olanları sosyalizmi amaç edinir.