#kitapyorumu #seldaileoku
Simon duvardelen ile tanışmaya hazır mısınız?
Duvar duvar olalı böyle zulüm görmemiştir.
O bir şaplakçı...
O bir miyavlatıcı...
O bir kikirdekçi...
.
Şimdi diyorsunuz ki bu kadın neler diyor? Vallahi ben demiyorum. Caroline diyor.Koptum.İlk sayfaları okurken kahkahalarım duvarları deldi. Kitabın adına yakışan bir hikayeydi. Vuhuuuuu bu nasıl anlatılır ki?
.
Yan komşusunun fantazileri Caroline'ı canından bezdirdi. Tabi bir de kedisi var Clive. O da nasibini aldı. Düz duvara tırmandı. Böyle komşu düşman başına... Ne eziyet olurdu ama...
.
Neyse biz konumuza dönelim. Kitap tahmin edildiği üzere çıtır çerezlik. Romantik komedi tarzına daha fazla hakimdi. Cinsellik yok denecek kadar azdı.(Sonlarda coştular.) Onun da kendince bir sebebi vardı.
Ah OR ah... Ne desem şimdi senin için bilemedim.
.
Kitap gerçekten güzeldi ama yine ben kapak resmine takıldım.Neyse bunun cevabını bildiğim için fazla gömmeyeceğim.Ama cidden bu kapaklar konuları ile uyumlu değiller. Okuyacak olanlar ön yargı ile bakıyorlar. Ama hiç bir şey göründüğü gibi değil.
.
Ağır kitaplardan sonra detoks etkisi oluyor. Ben şahsen seviyorum. Beklenti ile okumadığım için sorun olmuyor. Bu tür kitaplarda da beklentiye de girmeyin zaten.
.
Eğlence arıyorum. Kafam dağılsın istiyorum diyorsanız? Simon ile tanışın derim. Yalnız dikkat edin. Bu küçük uyarımı da göz ardı etmeyin.
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine. Gökkuşağının altından geçen çocukların şımarıklığıydı, käküllerini her araladığımda gövdemdeki ürperti. Ağzımdaki meneviş sendin insanlara şiirler okurken. Bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceği düşündüysem. Bir haksızlığı haykıran herkese senin soluğunu verdim. Bütün hapislerin penceresi yaptım seni. Sonra tuttum kenar mahallelerin yalnızlığını gösterdim, bir özür, bir bağışlanma umuduyla.
1
Vücudun güneşi içmişti sanki. Omuzların pırıl pırıldı. Her yerinden başka bir aydınlık taşıyordu. Biraz önce denizin üzerine serpilmiş altın tozlarından daha güzeldi tenindeki sarı tüyler. Mağrur ve eşsiz güzelliğinin batan güneşe, gitgide hırsından kuduran denize meydan okuyuşuna hayran oldum. Mermere şekil veren eller senin vücudunu
#sendervişolamazsın
•
İnsanın en yakınındaki ilahi sanat eseri,kendi hayatıdır. İnsan,kendi yaşadıklarında hayret edecek yönleri bulabiliyorsa,hayat öyküsünün mükemmelliği üzerine salim fikirler yürütebiliyorsa,kendiyle ilgili yeni keşifler yapabiliyorsa yaratılıştaki yerini doldurmuş ve makamına liyakat göstermiş olur.Nitekim insan,kendi ruh
Müslüman'a yakışan, yediğinde içtiğinde helal-harama dikkat etmesidir. Yediğinin, içtiğinin ne olduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Helal-haram gözetmeksizin yemek-içmek ancak hayvanlara mahsus olabilir zaten.
Entrero in un cuore ! Bir kalbe gireceğim.
Ah bir hançere en yakışan iddia
- Ve bu senin kalbin
- Daha güzel. Bu hançeri sapına kadar kalbimin içinde hissetmek isterdi..