Bizler, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kızının nikâhını örnek almayacağız da, kimin nikâhını örnek alacağız. Çok tanınmış birinin kızının nikâhını mı örnek alacağız? En çok Allah ve Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i sevdiğimizi iddia edip; Allah’ın ve Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in emrine uymayan bir nikâh nasıl olabilir?
Bir Müslüman olarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kızının nikâhını örnek almak istiyorsak -ki bize yakışan budur- nikâh konusunda da örnek almalıyız.
"Halkın başındakilerin düşündükleri hep haksızlık:
bu hadsizlikleri yüzünden onları büyük acılar bekliyor.
Ne doymak bilmeyen isteklerinin önüne geçilebiliyor,
ne de yiyip içmede yakışan haddi gözetebiliyorlar."
Bir tüccar Mutluluğun Gizi'ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.
Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış:
Bazı sevgiler sahtedir. Hayatlarımızda belirli bir süre mecazen bir duygu yoğunluğu yaratırlar ve kendilerine yakışan harikulade sahici olmayan rolleriyle çekip giderler. (Y.T)
İnsan mutlaka bir şey yaparken ölecektir ya çiftçilik yaparken ya toprağı kazarken ya Ticaret yaparken ya konsüllük yaparken ya da hazımsızlık çekerken Öyleyse Ölüm Seni bulduğunda ne yapıyor olmak istersin ben kendi adıma insana yakışan faydalı ve asil bir şey yaparken ölmek istedim Eğer Yüce şeyler yaparken ölmeyeceksem bile, en azından yapmamı hiç kimsenin engelleyemeyeceği şeyleri yaparken, yani kendimi geliştirirken, izlenimleri kullanan yetimi ilerletirken, zihnimi huzura kavuşturmaya çalışırken ve hayattaki ilişkilerime hakkımı verirken ölmek isterim.
…
Kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
*Alt-üst et şu hayatınıda*
*dibi yanmasın✔️*
Hâdiseleri has gören,
göre göre hoş olur,
hesâbı görülenin defteri boş olur
سْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
_Ey insanlar! Siz Allâh’a (mutlak muhtaç) “yok”sullarsınız (Esmâ’sıyla varsınız)! Allâh ise Ğaniyy’dir, Hamîd’dir._
- Fâtır Suresi 15
Kendi azametini, sevdikleriyle her
Yavaş yavaş ölmemek lazım. Dolu dolu, heyecanlı bir şekilde ölüme yürümek lazım. Peki nasıl olacak bu? Yeryüzüne dost olma meselesini kaybetmezsek. Yeryüzünü keşfetmeyi, yeryüzünü okuyabilmeyi, yeryüzüyle ilişki kurabilmeyi becerebilirsek olacak.
Hem beden dediğin nedir? Fârabî, bir adalet sergisi fark eder insan vücudunda. Kalbin hizmetindedir beyin; ısısını dengede tutar. Öğrenme, hatırlama, hayal etme ve düşünme, yani adalet gerçekleşir varlıkta. İnsana yakışan iyi ve dengeli davranışlar doğar. Tabiatta adalet var, insan da adil olmak zorunda. Adalet bir "orta yol" bir "denge" hayatı yaşanılır kılan. Denizler, gökler, ağaçlar, hayvanlar ateş püskürüyorsa insana, adaletsiz olduğu içindir.