Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Cesaret, hem bir soru, hemde bir muammadır. Yalın haliyle bir mânâ taşımaz. Cesurca bir davranış, ancak metanet, ihtimal, basiret gibi dayanaklar sayesinde gerçekleşebilir"
böylece zorluyoruz kendimizi ve yönetmek istiyoruz, yalın ellerimizde yaşatmak gerekiyor; dolu bakışlarda, dilsiz yüreklerde olmak istiyoruz...
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Sizi avutmaya çalışanlara, size, yorulmadan iyi, yalın bir hayat yaşadıklarını söyliyenlere inanmayın. Onların hayatları çok daha yorucu ve üzüntülüdür; hele sizinkinden de çok geridedir.
22 kişilik kurbanlar arasında, bir tabanca kurşunuyla ağır yaralanmış Maximilien Robespierre de vardı: İçlerinde giyoti­ne gönderilecek tek ve son kişiydi. Yalın dürüstlüğünün sem­bolü olarak geriye 100 pound değerinde veya bundan da az bir mal varlığı bırakmıştı.
Sayfa 160 - PdfKitabı okuyor
GAZETELERİ
ön sayfada çıplak bacakları kendi kızlarının karılarının ve bizim yalın ayaklarımız yapayalnız yüzlerimiz umarsız bakışlarımız arka sayfada futbolcu bacakları iki bacak arasında burjuva saltanatı
Sayfa 245Kitabı okudu
RAB'bin meleği ilerledi, sağa sola dönüşü olmayan dar bir yerde durdu. Eşek RAB'bin meleğini görünce, Balam'ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği dövdü. Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu. Eşek Balam'a, “Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle dövdün?” diye sordu. Balam, “Benimle alay ediyorsun” diye yanıtladı, “Elimde kılıç olsaydı, seni hemen öldürürdüm.” Eşek, “Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?” dedi, “Daha önce sana hiç böyle davrandım mı?” Bundan sonra RAB Balam'ın gözlerini açtı. Balam yalın kılıç yolda durmakta olan RAB'bin meleğini gördü, eğilip yüzüstü yere kapandı. RAB'bin meleği, “Neden üç kez eşeğini dövdün?” diye sordu, “Ben seni engellemeye geldim. Çünkü gittiğin yol seni yıkıma götürüyor. Eşek beni gördü, üç kez önümden saptı. Eğer yoldan sapmasaydı, seni öldürür, onu sağ bırakırdım.”
Reklam
Her Şartta Sevilen Ülke
İngiltere, çekip gittiği ve kendi haline bıraktığı hiçbir yerde, kötü bir namla anılmıyor. Geçtiğimiz yüzyılın büyük sömürgeci ülkeleri Fransa, İtalya, Belçika ve Almanya'nın Afrika'dan Asya'ya ardında bıraktığı kanlı izlerle kıyaslandığında, eski sömürgelerinde İngiltere'nin hâlâ hayranlıkla izlenmesi, gerçekten düşündürücü. "Beş çayı" âdetinden kriket oyununa, İngilizcenin yaygınlığının Londra'yla sıcak siyasî münasebetlere, İngiltere eski sömürgeleriyle bağını da koparmış değil esasında. Bugün Pakistan'ın dağ köylerinde, yalın ayak medrese öğrencileri kriket oynuyorsa, irkilmemek elde değil.
Aslında akıl insana bahşedilmiş en muhteşem ama o derecede de yalın bir melekedir. İnsanlar aklın bizi yönlendirdiğini zanneder. Hakikatte ise aklı yönlendiren bir olumlu, bir de olumsuz müteharrik vardır: Gönül ve nefs. Aklımız gönlümüzün önüne düşünce insan kendi yaratılışına uygun şeyler üretir; nefsin önüne düşünce sapkınlık başlar. Bu dengeyi kurma noktasında insana irade gücü verilmiştir."
Sayfa 39
Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir masum, gördüğü anda O'nu tanıyabilirdi.Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu. Ölmek aslında, içindeki şarabı tamamen döküp billur kadehi boşaltmak gibi, her şeyi ebediyen unutmak ve artık hiçbir şey bilmemek demekti. Nasıl ki ancak boş bir kadeh İsa'nın kanıyla doluyorsa, aynı şekilde sadece her şeyi unutan bir gönül ilahi esintiyle dolardı. İşte "Galata Mevlevihanesi'nin şeyhi olarak tanınmaktan ziyade, "ney" denilen o muhteşem, derin ve bir o kadar da yalın sazı, hazākatle ve ustalıkla üfleyip gönülleri açmasıyla bilinen Neyzen ibrahim Dede Efendi, bu esin dolu insanlardan biriydi
Reklam
"Ben, olduğum gibiyim; yalın, sıradan, yaşayan bir insan..."
Sayfa 279 - Maksim GorkiKitabı okudu
"..Zamanın beni artık hiçbir yere götürmeyeceği duygusu içindeydim; zaman beni sadece yaşlandırıyordu."
Romantik alışkanlıklar, erkeğin eşine değer verdiğini ve onun da kocasını takdir ettiğini belirten yalın davranışlardır.
Eğer bir insanda ayna nöronlar devreye girmemiş, yani insan karşısındaki kişiyle duygusal bir bağ kurmamış ise onunla olan ilişkisi kuru ve yalın bir bilgi alışverişinden öteye gitmez. Bu duygusal bağın kurulmadığı kimselerden bir şeyler öğrenilmeye çalışılsa bile, hiçbir şey öğrenilemez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.