Batı
Oralarda yaşayan, turist olarak değil de gerçekten belli bir süre ikamet eden Türkler kısa bir süre sonra şu gerçeğin farkına varır: Amerikalılar öyle çok da zeki insanlar değillerdir. Genel anlamda Batı insanı da çok zeki değildir. Sistem akıllıdır, zekice kurulmuştur. Özellikle zekâ gerektiren alanlarda çalışanlar zekidir. Ama halkın geneli zeki değildir. Zaten olmasına ihtiyaç da yoktur. Kurallar uyulmak için vardır ve onlar da bebekliklerinden itibaren böyle yetişirler, kurallara uyarlar; çoğu da inisiyatif alamayan, zor durumlarda karar veremeyen insanlardır. Nedeni de ortada, çünkü sistem çalışıyor. Senin kendin düşünüp çözüm bulmana gerek yok. Oysa Türkiye'de aslında sistem bize her şeyi anlatmadığından, zaten de düzgün işlemediğinden, biz de söyleneni yapmaya hazır olmadığımızdan herkes sistemi hack'lemek, işini halletmek, gemisini yürütmek peşindedir. Herkes inisiyatif alır, pratik zekâsını kullanır. İnanın pratik zekâ konusunda dünya klasmanında belki de birinci bile olabiliriz. Ama ne hikmetse bu pratik zekâmızı hep bir kestirme yol, hep bir by-pass yöntemi bulmak için kullanırz. Oysa Almanından Norveçlisine, İsveçlisinden Amerikalısına Batı toplumu genelde pratik çözüm getiremeyen, sadece sistemin yürümesi için kurallara uyan insanlardan oluşur. Sistem iyi işlediği için, adil işlediği için de senin yan yollar bulmana, kendini nasıl kurtaracağını düşünmeye ihtiyacın olmaz.
ERKEK, ERKEKLER, ERKEKSİ, ERKEKLİK kelimelerini ve eril türevlerini kullandığımız zaman aklımızın bir köşesinde dünyaya ve içinde yaptığımız faaliyetlere dair geniş, belli belirsiz, karmakarışık bir resim beliriyor aslında. Büyüyüp "adam olmak" diyoruz ya da "erkek gibi davranmak" diyoruz, anlamı da yan anlamı da oldukça geniş bir kelime bu. O sırada gözümüzün önüne sıra sıra uygun adım yürüyen erkekler geliyor, gemileriyle yeni denizlere açılan, bilinmeyen dağları keşfeden, atları ehlileştiren, sürüleri güden, toprağı süren ve ekip biçen, demir ocaklarında ve fırınlarda çalışıp duran, maden kazan, yollar ve köprüler ve yüce katedraller inşa eden, büyük işletmeleri yöneten, üniversitelerde öğretmenlik yapan ve kiliselerde vaaz veren, her şeyi yapan ve "dünyayı" döndüren bütün erkekler geliyor. KADINLAR dediğimizde ise aklımıza gelen sadece DİŞİydi, cinsiyetti.
Sayfa 197 - İthakiKitabı okudu
Reklam
Paul Valery - Dost Orman
Temiz şeyler düşündük, tertemiz; Uzun yollar boyunca, beraber; Eli elimde, yan yana, sessiz; Çevremizde karanlık çiçekler. Yapyalnız, kırda, yeşil gecede, Yürüyorduk, nişanlılar gibi; Gökte ay, masaldaki meyve, Bölüştük o sihirli meyveyi. Ve öldük yosunlar üzerinde, Uzakta, yalnız, o mırıltı, O dost ormanın gölgelerinde. Sonra gökte, nurlarla sarılı, Buldum seni, yaş dolu gözlerim, Sevgili sükut yoldaşım benim. Çeviren: Orhan Veli Kanık
310 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Saklambaç
Kitap İnceleme Kitabın konusu: Bir keş kendi evinde ölü bulunur. Dedektif Rebus, bu davaya atanmıştır. Bir yandan bu olayı araştırırken bir yandan da uyuşturucu karşıtı bir kampanyanın yürütülmesinde görev almak zorunda kalır. Keşin ölümünün çözümü gittikçe karışmaktadır. Bu ölüm bir intihar mı yoksa cinayet mi? Neden öldü veya öldürüldü?
Saklambaç
SaklambaçIan Rankin · Alfa Yayıncılık · 201852 okunma
Hülasa, bütün bunlardan anlaşıldığına göre İstanbul, uzlaşmak uzere Ankara'ya elini uzatmış bulunuyordu. Bize göre bunun sebebi sadece İtilaf Devletlerinin, "Harekât-ı Milliye Rüesası" ile uzlaşılması tavsiyeleri değil, fakat Sévres Antlaşması'nın ağır hükümleri karşısında İstanbul'daki bazı devlet adamlarının, İtilaf Devletlerine karşı besledikleri güveni kaybetmeleri ve kurtuluşun Kuva-yı Milliye'ye yardımda olduğunu anlamalarıdır. Ancak Ankara ile İstanbul'un, varmak istedikleri amaç, aynı olmakla beraber, yürüdükleri yollar o kadar ayrı istikamete yönelmişti ki, bu hâl onların hiçbir zaman yan yana gelmelerine müsaade etmeyecekti.
Sayfa 176
Anne…Ahh! Ne kederli bir kelime
Çocuktum ben, esirgenmiş bir çocuk. Hikayesi olmayan hiç bir fotoğraf yoktu duvarımda, en çok siyah beyaz olanlarla derin bir muhabbetim vardı. Bir de o yakası sökük kazağı olan çocuğun gözlerinin mahcubiyeti ile…Annesinin eteğine iki eliyle birden yapışmıştı; sanki söküklerini birleştirmek ister gibiydi. Ahh! Çocuk, bilseydin yıllar sonra o
Reklam
530 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.