Vedalar ne acı ama... Hele ki en kıymetlimize, en değerlimize, her şeyimize veda ediyorsak daha da acı. Son veda ise çok çok çok daha acı... En kıymetlimle vedalaştım, seninle sevgili. Farkına varmak çok zordu. Arabadan indin, az önce yanımdaydın. Son görüşmemiz bir fırının önündeydi, el eleydik. Son kez gittin yanımdan, kabullenemiyorum;
Gece burada tek başına bir adam düşün, işte ya kitap okuyor
ya da bir şeyler düşünüp öylece oturuyor. Bazen düşüncelerini birine söylemek ister doğru mu yanlış mı diye ama kimsesi yoktur işte. Bir şey görünce bile onu gördüğünden tam
emin olamaz gösterecek kimsesi olmadığından. Yanındakine
dönüp 'Gördün mü sen de?' diye soramaz ki. Bilemez ne gördüğünü. Soracak kimsesi yoktur ki. Ben de burada bir şeyler
gördüm. Sarhoş da değildim. Uyukluyor muydum onu bilmiyorum. Yanımda biri olsaydı, 'Uyukluyordun' derdi belki
bana, ben de o zaman 'Tamam,' derdim kendi kendime 'Öyle
bir şey görmemişim.' Ama şimdi hiç bilemiyorum görüp görmediğimi.
Ben o gece ağacın biriyle sızana kadar konuştum
Hiçbiriniz orada değildiniz olsaydınız sizinle konuşurdum
Bahane üretmeyin sakın yoktunuz işte hiçbiriniz
Bir tek ağaç vardı yanımda onunla sızana kadar konuştum
Ben o gece ağaca anlattıklarımın tamamını hatırlamıyorum
Belli bir yerden sonra sızdım bir kısmını hatırlıyorum
Yıldızlar çok güzeldi
Of Not Being A Jew
İniyorum kulelerinden katil
iniyorum maktul minarelerden
taraçadan, bahçeden
ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden
ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
değdikçe ayaklarım merdiven alçalıyor
Aynil Onur Yüksel
Hem #polisiye hem #romantic unsurlarla kaleme alınan eserleri okumayı sever misiniz?
Ben cok severim.Yazarımızın akıcı kalemini öyle çok seviyorum.Her kitabını jet hızıyla okuyorum Cunku elimden bırakıyorum
Evliliğini,kariyer basamaklarına hızla çıkıp zirveye ulaşmak icin bindiği havasız bir asansöre benzeten Rüzgâr,Eylül ü
"İnsanın sayısız geceler boyunca odada pinekleyerek kitap okuduğunu, ya da kara kara düşündüğünü getir gözlerinin önüne. Kimi zaman boşa koyarsın dolmaz, doluya koyarsın almaz, doğru mu düşünüyorsun yanlış mı bir türlü bilemezsin, çıkamazsın işin içinden, danışacağın tek bir Allah’ın kulu bile yoktur. Dönüp de sen ne dersin bu işe diyebileceğin hiç kimse yoktur yanında, sen de görüyor musun benim gördüğümü diye soramazsın hiç kimseye. Kaygılısındır, kararsızsındır. Bir ölçü yoktur elinde. Neler gördüm ben burada, neler yaşadım .Sarhoş filan da değildim. Uykuda mıydım bilmem. Ama yanımda birisi olsaydı, uyuyordun, düş görüyorsun derdi. Ve işte o zaman her şey çözümlenmiş olurdu.."
John Steinbeck
Keşke geç yattığım için kızan bir annem olsa diyorum bazen, söylenen arkadaşlarımı duyunca.
Ders çalışmadığımda beni azarlayan
Evden çıkarken beni uğurlayan
Akşam eve beni bekleyen bir annem...
Yemeğe ne yapsam diye sorsa bana
Yaşıyor olsa dursa yanımda
Konuşmasa görmese bile varlığı yeterdi bana
Tutardım elinden, tutardı elimden
Yeterki yanımda olsaydı annem...
Gözlerine bakmak bile yeterdi bana
Sevgisini hissetmek
Varlığı yeterdi bana
Şimdi toprak altında, üşüyor mudur ki annem?
men apamdı kaalaym
Sadece annemi istiyorum...