Beyazların hiçbir tapınma evinde bu kadar dini
duygulanım ve adap görmedim. " Ve bu adanmış nazik peyotistlerin
ne yaşadıklarını sorabiliriz? Ortalama bir pazar
günü kilisecisini doksan dakikalık sıkıntıya rağmen elinde
tutan ılımlı erdem değil. Yaratıcı ve Kurtarıcı, Hakim ve
Rahatlatıcı gibi düşüncelerin esinlediği, dindarı canlandıran
yüksek duygular da değil. Bu Yerli Amerikalılar için
dini deneyim daha çok doğrudan ve aydınlatıcı, daha anlık
ve daha az yapay, bilinçli aklın ev yapımı bir ürünü değil.
Bazen (Dr. Slotkin'in topladığı raporlara göre) hayal görürler.
lsa olabilir. Bazen Büyük Ruhun sesini duyarlar. Bazen
Tanrının varlığının farkına varırlar ve Tanrının dediğini
yapacaklarsa düzeltmeleri gereken kişisel eksikliklerini görürler.
Öte Dünyadan giden kapıların bu kimyasal açılımların
pratik sonuçları tamamen iyi görünmektedir. Dr.
Slotkin'in raporlarına göre alışmış Peyotistler genelde daha
üretken, daha ılımlı (çoğu alkolden tamamen uzak durur)
ve Peyotist olmayanlardan daha barışçıdırlar. Bu kadar tatmin
meyveleri olan bir ağaç mundar diye elinin tersiyle itilemez.
"İki sene önce bir yazı okudum. Yapay zekâ üzerine Bilim ve Gelecek dergisinde yayımlanan çok ilginç bir yazıydı. Diyordu ki, yapay zekâ, sıradan bir insanın yapabildiği her şeyi neredeyse kusursuzca taklit edebiliyor ama yalan söyleyemiyor. Uzmanlar ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar, makinelere yalan söyletemiyorlar. O zaman nasıl ki gerçek bizim kanmamıza neden oluyorsa yalanın da bizi kandırılmaktan kurtarabileceğini anladım. Aslına bakarsan yalan söyleyebilen tek canlı oluşumuz büyük bir şans bir yandan da! Bizim dışımızdaki varlıkların yalanı ve gerçeği yokmuş, onlar tek bir durumu yaşıyor. Yani bir ağaç asla dönüp de 'Gökyüzündeki şu bulut beni kandırıyor mu?' diye düşünmüyor. Bunu anladığım zaman ne dedim kendi kendime, biliyor musun?"
"Biliyorum."
"Söyle o zaman.”
"Kendi kendine dedin ki, ben artık insanların gerçeğinden ve yalanından uzakta kafa dinlemek istiyorum. Yalanın ve gerçeğin olmadığı yollar bulmalıyım kendime. Yalanın olduğu kadar gerçeğin de beni kandırmasına izin vermeyeceğim artık."
Enerjini sürekli olarak kendini dengelemeye çalışarak harcarsın. Bir tür ruhsal vertigo yaşarsın; uçurumun kenarında titrersin, saçların havaya dikilir, ayaklarının altında sınırsız bir boşluk yattığına inanamazsın. Heyecan fazlalığıyla birlikte gelir, insanları kucaklayıp sevgini ifade etme arzusuyla birlikte. Sen dünyaya uzandıkça dünya geri
Evrimsel psikoloji, evrim kuramının hayvan ve insan psikolojisine uygulanmasıyla oluşturulmuş bir araştırma alanı. Bu alan, çoğunlukla, insan türünün diğer hayvan akrabalarıyla olan sürekliliğini vurguluyor ve insan davranışına ilişkin bilmecelere türler arası karşılaştırma yaparak yanıt bulmaya çalışıyor.
İndirgemecilik
Evrimsel psikolojinin,
Cumhuriyet Dönemi Türk Öykücülüğü’nün başat isimlerinden Mustafa Kutlu’nun son eseri Sevincini Bulmak, eylül ayı içinde raflardaki yerini aldı. Aslında kitabın ismi edebiyat dünyamıza hiç de yabancı değil. Prof. Dr. Ayhan Yücel’in manevi dünyası paramparça olmuş insanlığı aşkın aydınlığına davet ettiği eserin adı da Sevincini Bulmak’tır (2007,
martıların çığlıkları ve gözyaşları bulutların.
bir ağaç, kırılmış kollarıyla insanı saran.
gönlüme akan bir bulanık, kara bir su kütlesi şimdi okyanuslar.
hazin öyküsü doğanın, yalvaran.
ve ölümcül zaferi insanın.
yapay bir cehennem ve şeytanlar.