Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia

Sabitlenmiş gönderi
Karanlıkta kalsaydın, sınır tanımayan kalbin,bütün bu seçilemeyen şeylerin üzüntüsünü emmeye çalışsaydı, daha iyiydi.Şimdi kendi içine çekildin,varlığının sınırını önünde, ellerinde görüyorsun, zaman zaman belirsiz bir hareketle yüzünün çizgilerini tazeliyorsun. İçinde hemen hemen hiç yer kalmamıştır ve bu darlıkta, çok büyük bir şeyin barınmasının imkansız oluşu ve müthişin de buraya sığmak için kendini şartlara göre küçültmesi zorunluluğu, sana adeta ferahlık verir. Ama dışarda ne sınır var ne bir şey; dışardaki çoğalırsa,senin için bile dolar,kısmen iradene bağlı damarlarda ya da daha kayıtsız organlarının lenfasında değil,kılcal damarlarda büyür;sonsuz karmaşık varlığının en son ayrımlarına kadar sayısız dallara bölünerek yukarı emilir.Orada yükselir,orada seni aşar,son barınak gibi çıkıp sığındığın nefesini de geçer.Ah, şimdi nereye kaçacaksın,nereye kaçacaksın? Kalbin, seni içinden dışarı atmakta, kalbin peşinden gelmektedir senin ve sen artık adeta kendinden dışardasındır,geri dönmen mümkün değildir.Çiğnenen bir böcek gibi içinden dışarı taşarsın; üstündeki azıcık sertlik, kaldı ki uyum sağlamanın da bir anlamı kalmamıştır.
Reklam
Rabia tekrar paylaştı.
Vücutlarımız birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir. Asıl mesele hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır.
Rabia tekrar paylaştı.
Bir insana fazla gecikilmez, bir çok şeyler gibi insanlarda kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gömütler gören bir pencerede, Gömleklerimizi değiştirmiştik! Suyun küçük alkışı örtünün altında, Uykuya varanların yardımsever uzaklığında, Bu değişimin serinliğini göremedik mi? Dünyanın bütün zamanları, İçkin alana tutsaklanmış, Korkularsa ilerinin şimdi! Ah!bilinse,en çıplak yazımla Tırmanmak isterdim Bölgenin özgün ağacına.
Reklam
Çünkü tek ve yıldızkopumdur Onların yazgısı yeryüzünde. Her dönüş sevinçtir;yumuşak kesinlik.
Bir bütün yastığımız bile yoktu, Birliktelik yüzümün görünmez tansığını İliştirebileceğimiz. Herkes yeniliyordu, “Bu ne çok renk yüzünüzde, Böyle ışıltı-yitmek bakmak-“ Oysa renk demetleri ölümlerimizdi birlikte İçine gizlendiğim ve orada değillendiğim!
Kendi görümüne kör olan, Hep işitti öz sesini, İçinde yaşayanın.
Reklam
toprağa çağrılı bedenlerini kuşlar kirletmişti. durgun örtünün bekçisi bu renklenmeyle hoşnut, göğe bakanlara gösterdi ellerini. bir gün giydi çiçekli fistanını ve dağa çıktı canavar. sonra otlar şaşkındı, görmüyorlardı gerideki çorak tepeler zorluğunu, görmüyorlardı giysisindeki acı dokusunu ve bun kımıltısını. birlikçi eller, otlar ve canavar çevirdiler güneşi yolundan, gün kuşu parçalandı. canavar yaydı fistanını üzerine, eller, otlar ve kuş ölüsünün. kalan yıldızlarla ay oldu altında, karanlığın duruk özdeği. aşk için değildi artık uyanıklığı gecenin bir dünya için bir dünya yeni
Dünyamsın benim,zorbam,düzenim, Bundan gözlerim göğe çevrili, Ellerim denizde. Hiç katılmadan sende yaşıyorum, Dirimimsin benim, Doğarken öldüğüm.
Bir yarımın yitikliğidir, ekseni açığa çıkaran. Göğün bilinmez kucağı artık, eş-zaman peşinde
Dağ kızı, al irisli güvercin! Korkuyorsun göğün ürkünç yırtıklarından Kararmasına günün yanıtın ne? Serin bir orman oluşumundan yükselen bu deli uğultuya kulakların; içrekliğin boğaz tıkayan yağmura açılıyor sanki. Şimdi, kalsın iyi elin alnında taşıyanın yıkımı bile. Görsün sonunda kırık tenler Olası tek birlik onunla, doğada Yıldızsal kalışı nedensiz çekimin
Söyler,hiç anlamayana da,görmeyene de. Ama,gizinin şifresini sunar bakana! Bir yıkık anının,bir çökmüş anının boşluklu cinnet torbasında Bekliyor hep onu unutmaklı olanı duruk sevgisini;kılıfından sıyrılmışçasına
Bir gün bir eşikte belki bir eşikte kollarına alabilir dünyayı...
1.358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.