Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARININ SAVUNMANLARININ ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞININ 49 NOLU BİLDİRİSİ KONUSUNDA TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NA YAPTIKLARI DUYURU Bu dava mahkemede devam ederken Sıkıyönetim Komutanlıkları mahkemelere telkin ve tavsiye niteliği taşıyan bildiriler yayınlamışlar, tutuklu sanıklar yasaya aykırı olarak ayrı ayrı hücrelere kapatılmışlar, yaralı Yusuf Aslan Numune Hastanesi’nde hasta yatağında zincire vurulmuş, mahkemelere ve cezaevlerine görev yapmak üzere gelen avukatların çantaları ve üstleri aranmış, tutuklu müdafi görüşmelerine sınırlar konmuş, iddianamenin sanıklara tebliğinden önce avukatların müvekkilleri ile görüşmesine izin verilmemiş, mahkeme salonunda sanıklar, görevliler tarafından cop ve dipçikle dövülmüştür. Bu yasa dışı işlemler müdafi avukatlar tarafından aşağıdaki dilekçe ile Türkiye Barolar Birliği’ne duyurulmuş ve gerekli tedbirlerin alınması istenilmiştir. 5.1.1972
Sayfa 18 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
705 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Kitabı yaklaşık 5 ay kadar önce okudum.Bu kadar muazzam kitaplar okurken herkesin elinde bir kalem bulundurması lazım.Bu romanda da altını çizdiğim yerler var.Bu yerler bence kitabın ana düşüncesini açıklıyor.Beş ay kadar önce okuduğum bir kitabın ana düşüncesini çizdiğim yerler sayesinde hiç unutmuyorum.Dostoyevski'nin bu romanında altını
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma
Reklam
~Emire Nişli~ 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü
~ Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Haklarının Verilmesi ~ Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü, minnetle anıyorum. Cumhuriyet kadını olarak bizlere verdiği değer ve haklar için sonsuz teşekkürler.Ruhun şad olsun ATAM! melisababy.blogspot.com.tr Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk kadınına, TBMM tarafından 3 Nisan
214 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitap 233 sayfa, ki bunun son 16 sayfası dizin. Bir antropolog ve bir psikiatrist tarafından yazılmış. Dili çok zor değil, çevirisi de Ayşe Seda Toksoy tarafından yapılmış, fena değil. Arada bir bazı cümlelerde anlatım kusurları olsa da okumaya engel değil. Ben sadece gece yatarken okuyarak 6 gün içinde bitirdim. Yer yer tekrarlara girse de planlı bir bakış açısı var. Netameli bir konu olması nedeniyle, ne inananları ne de ateistleri karşılarına almamak için iki yazar da epey uğraşmışlar, hatta bunu açıklamak için en sonda, uzun bir son söz niteliğinde, bir bölüm eklemişler. Dolayısıyla bu kitapta tanrı var mıdır, yok mudur diye bir cevap aramayın, arayacağınız şey tam da kitabın adında yazmakta. Kitap 11 bölümden oluşmuş: 1- Olanaksız değilse de ne şaşırtıcı bir öyküdür bu 2- Dini görmek için hem teleskoba hemde mikroskoba ihtiyacınız vardır 3- Ruhun serüvenleri 4- Cinsellik inancı 5- Yasa olarak din ve biyolojinin inkarı 6- Din maymun işi mi? 7- Benim beynim, senin ayinin, bizim inayet halimiz 8- Kilisedeki fil kafatasınızın içinde 9- Bilmeceler, cevaplar, yeni bilmeceler 10- Peki sizin beyin sakinleştiricisi puanınız kaç? 11- Sonuçtan çok başlangıç Son olarak yazarlar kaynaklarını her sayfanın altında dip not olarak yazmışlar. Hepsine olmasa da büyük bir kısmına internetten ulaşmak mümkün, tabii İngilizce olarak.
Tanrı Beyni
Tanrı BeyniMichael Mcguire · Alfa Yayıncılık · 2018137 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı okumak için geç kalmış bile olabilirim. Mucize,doğuştan genetik bir bozukluk yüzünden yüzü hasarlı olan August adlı bir çocuktan bahsediyor. August belirli bir yaşa kadar evde eğitim almış fakat 5.sınıf düzeyine geldiğinde anne ve babası tarafından okula gönderiliyor. Dili oldukça akıcı ve basit. Kitap başlıyor ve sizi kendine çekiyor bir an bile sıkılmıyorsunuz. Bence bu kitap okullarda çocuklara okutulmalı çünkü oldukça farkındalık yaratacak bir kitap. August alışılmadık bir yüze sahip olduğu için doğal olarak insanların rahatsız edici bakışlarına ve hakaretlerine mağruz kalıyor. Bunu hepimiz gündelik hayatta çok yapıyoruz. Bizden farklı veya bizim gibi sağlıklı olmayan,engelli bir birey gördüğümüzde gözlerimizi dikip bakabiliyoruz. Kendimi August'un yerine koydum ve çocuğun okula gitmek istememesine şaşırmadım. Okulda August'u olduğu gibi kabullenenlerde oldu ki bu çok hoştu. İnsanlar ona dokunmayı bile istemezken,aynı masada oturup yemek yiyenlerde vardı. Ben August'un ablasını ve erkek arkadaşını sevdim. Başta erkek arkadaşı Justin'e pek ısınamasamda daha sonra August'un arkadaşı için yaptığı şey çok hoşuma gitti. Her ne kadar diğer çocuklar Augusta hareket edip onu "canavar" ilan ederken Augustun onlar hakkında tek bir olumsuz düşünceye sahip olmaması asıl canavarların kim olduğunu gösterdi. Çok uzatılacak bir kitap değil açıkcası;alın ve okuyun! Kibarlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olacaksınız.Büyük-küçük herkes okumalı diye düşünüyorum. Yazarıda tebrik etmek lazım yazdığı ilk kitap tam bir efsane olmuş
Mucize
MucizeR. J. Palacio · Pegasus Yayınları · 201613,3bin okunma
288 syf.
5/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Uzun zaman sonra nasıl yorum yapılır unutmuş gibiyim. Bir yerden başlayayım derdimi anlatmaya. Sarah, bu kitabında kendince farklı bir tarz denemek istemiş. Hani diğer kitaplarım gibi olsun ama farklı da olsun tarzı. Farklı ve aynı olmuş mu peki? Aynı olan kısımlar: * Zamanlar arasında gelgitler, arayışlar, sonuna kadar - aslında önceden
Kelebek Adası
Kelebek AdasıSarah Jio · Pena Yayınları · 201911,1bin okunma
Reklam
Aneurysm
Çocuk büyümüş, rüya sona ermişti ve bunu bir tek ben biliyordum. Bir haftaya kalmadan, dünyaya metelik vermeyen genç adam ve kadınlar, haytalık yıllarının yekûnunu çekecek, bir kuşak topluca orta yaşa adım atacaktı. Gitgide daha alt perdeden çınlayan kahkahalarında hep bir burukluk işitilecek, hayal arkadaşları taküde ayrılıp, gün geçtikçe silikleşen hayaletlere dönüşecekti. Kariyer günleri, rock konserlerinden daha popüler hale gelecek; nice müzisyen, şair, yazar, yönetmen ve anarşist adayının hayallerini, büyük şirketlerin stajyerlik pozisyonu süsleyecekti. Beşli akorların, eksik minör notaları intikamını en acı şekilde alacaktı. Bukowski'ler tükenecek, Edward de Bono'lara başlayacaktı yolculuk. Bir sonraki gün, yani 5 Nisan 1994 tarihinde Kurt Cobain, Seattle'daki evinde bir Remington'la beynini dağıtmak suretiyle X Kuşağı'nı da resmen tarihe gömecekti.
Sayfa 185 - April YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.