Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bu yeni dünyaların bizim vatanımıza pek benzemediğini söylüyorlar bize. Ama biz oranın sakinlerini aramaya devam ediyoruz. Elimizde değil. Yaşam,yaşamı arıyor."
Kurtuluşa Açılan Kapının Yorumlanışları
Yüksek kişilik için tüm duvarlar kapılardır ve tüm dünya bir kapıdır. Bu, Doğu ile Batı'nın yaşamın gizemine ne kadar farklı baktığını ortaya koyan Zen'in sırrıdır. Kurtuluşa, Batı'ya sonsuz yaşama yol açan kapının küçük, bulması zor ve dar olduğu öğretilmiştir. Zen rahibi, ebedi yaşama götüren kapı o kadar geniş ki, aslında hiçbir kapı olmadığına inanıyor, çünkü o her yerde. Bütün yaşam sonsuza dek içinden akıyor. Bu “kapısız kapı”dır. İnsan bulamaz çünkü Uzay'ın kendisinin sonsuzluğa giriş kapısı olduğunu fark edemez. Hayatın kendisi kapı olduğu halde, o yaşam boyunca küçük bir kapı arıyor. Yüksek kişilik, yaşadığı yaşamı, onu yaşayan hayatı yavaş yavaş ortaya çıkaran “Kapısız kapıdan” geçer ve gelir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Bundan yıllarca önce ben de sokakta sürünen, annesi babası belirsiz bir genci evime almıştım. Bir süre bizimle birlikte yaşadı… Biliyorsunuz yetiştirme yurdunda yetişen çocuklar on sekizine geldiklerinde sokağa bırakılıyorlar. Üniversiteyi kazananlara bir dereceye kadar destek veriliyor, ama bu destekte varla yok arası gülünç bir şey. Bir gün
Sayfa 115Kitabı okudu
Son göçmenlerden bize gönderilen bu yeni diyarı tanımamıza yardım edecek bir mektup yok; duygusuz, dakika robot ulakların ışık hızında aktardığı dijital veriler var sadece. Bu yeni dünyaların bizim Vatanımıza pek benzemediğini söylüyorlar bize. Ama biz oranın sakinlerini aramaya devam ediyoruz. Elimizde değil. Yaşam, yaşamı arıyor.
Sayfa 21 - Solar SistemKitabı okudu
Asıl aradığımız şey "özgürlük" ama bunların en ucu küçük şeylerin hayata yansımasıyla başlar, düz ve komün yaşam varken en zor yaşamı seçiyoruz. Yalnızlık ve bağımsızlık gereksinimi de buradan kaynaklanıyor. İnsan mutluluğunu beyininde değil köşelerde arıyor. Yüksek mutlulukları değil, size yaşama direnci veren o küçük mutlulukları düşünmeli.
Reklam
Beni Tanrı'nın Ruhu yarattı, Her Şeye Gücü Yeten'in soluğu yaşam veriyor bana. Elinden gelirse beni yanıtla, Kendini hazırla, karşımda dur. Tanrı'nın önünde ben de tıpkı senin gibiyim, Ben de balçıktan yaratıldım. Onun için dehşetim seni yıldırmasın, Baskım sana ağır gelmesin. “Sesin hâlâ kulaklarımda, Şöyle demiştin: ‘Ben kusursuz
Sayfa 680 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Birinci soru: Osho, Ben niçin buradaki iki gruptan, Tantra ve Yüzleşme’den bu kadar çok korkuyorum? İnsanoğlu iki şeyden daima korkmuştur, yaşam ve ölüm. Yaşamdan korkar çünkü yaşam ölümü getirir; ölümden korkar çünkü ölüm yaşamı sona erdirir. Bu nedenle, dünyada sadece iki tabu olmuştur: Birisi cinselliktir -cinsellik yaşamı temsil eder; diğeri
Bu söz üzerine, kemiği çekerek koparmak! Galiba hayatın en gerçekçi mutluluklarından biriydi. Sorarım size, büyük bir mutluluk değil mi bu küçük mutluluk? Ucuz bir pansiyonda duş yapmak, düşen düğmenizi tekrar dikmek, ayaklarınızı serin bir denize sokmak. Bir zamanlar yaptığın o kağıttam gemiyi düşünmek. Büyük bir mutluluk değil midir bunlar ? Önemli mevkileriniz, duyu organlarınız bunlara engel mi ? Kafamızı derleyip toparlamamız gerekirken, evimiz derli toplu görünsün diye raflar satın alıyoruz,sonra kendi beynimiz ürün yerine geçiyor. Asıl aradığımız şey "özgürlük" ama bunların en ucu küçük şeylerin hayata yansımasıyla başlar,düz ve komin yaşam varken en zor yaşamı seçiyoruz. Yalnızlık ve bağımsızlık gereksinimi de buradan kaynaklanıyor. İnsan mutluluğu beyninde değil, köşelerde arıyor. Yüksek mutlulukları değil, size yaşama direnci veren o küçük mutlulukları düşünmeli. Ömrünün en mutlu döneminden faydalanmazsan, hayat tarlan hep çorak kalır. Küçük şeylere gülümsemeyi öğrenmeli
kitabı siteye geçirme düşüncesinin eyleme bürünmesi: devam ediyor.. (=
Suç ve Ceza'nın kahramanı Raskolnikov'un sorunu, yeraltı adamında olduğu gibi, eksiksiz özgürlüğün sorunudur. Yoksul ve kibirli bir üniversite öğrencisi, yoksulluğundan kurtulmanın bir yolunu arıyor. Yaşlı bir tefeci kadın tanımaktadır. Kötülük eden bu yaratığın yaşamının, kendi yaşamı yanında ne değeri var? Eğer onu öldürür de parasını
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Bu söz üzerine, kemiği çekerek koparmak! Galiba hayatın en gerçekçi mutluluklarından biriydi. Sorarım size, büyük bir mutluluk değil mi bu küçük mutluluk? Ucuz bir pansiyonda duş yapmak, düşen düğmenizi tekrar dikmek, ayaklarınızı serin bir denize sokmak. Bir zamanlar yaptığın o kağıttam gemiyi düşünmek. Büyük bir mutluluk değil midir bunlar ? Önemli mevkileriniz, duyu organlarınız bunlara engel mi ? Kafamızı derleyip toparlamamız gerekirken, evimiz derli toplu görünsün diye raflar satın alıyoruz,sonra kendi beynimiz ürün yerine geçiyor. Asıl aradığımız şey "özgürlük" ama bunların en ucu küçük şeylerin hayata yansımasıyla başlar,düz ve komin yaşam varken en zor yaşamı seçiyoruz. Yalnızlık ve bağımsızlık gereksinimi de buradan kaynaklanıyor. İnsan mutluluğu beyninde değil, köşelerde arıyor. Yüksek mutlulukları değil, size yaşama direnci veren o küçük mutlulukları düşünmeli. Ömrünün en mutlu döneminden faydalanmazsan, hayat tarlan hep çorak kalır. Küçük şeylere gülümsemeyi öğrenmeli
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.