Allah, başkaldır ya kulum demiş ve insan onun cennetine başkaldırmış. Allah, başkaldır ya kulum demiş, insanların bir kısmı başkaldırmış. Onlar Allah indinde mutlu kişiler olmuşlar, bir kısmı, yani çoğunluğu Allah’ın emrine uymamış, Allah onlara cehennemini vermiş. İnsan kendine, kendi yüreğine, kendi korkusuna toptan başkaldırmadıkça, insan soyu bundan da beter olacak, aşağılanacak, zulüm, korku iliklerine işleyecek, insanlıktan çıkacak, bir solucandan da mutsuz olacak. Solucanın gözü yok, kulağı, ağzı, dili yok, insanın var. İnsan soyu başkaldırmayı, yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi bir yaşama biçimi yapmazsa bugünden de bin beter olacak, içi boşalacak, duymayı, düşünmeyi, sevmeyi, sevişmeyi, dostluğu, arkadaşlığı, göğün, yerin, kurdun, kuşun, akarsuyun, tanyerindeki ışığın, yürekteki sıcaklığını unutacak. Allah buyurdu ki ben sizi yarattım ki başkaldırasınız, siz beni dinlemediniz, önce kendinize, sonra başka insanlara, sonra her şeye, her şeye boyun eğdiniz, ne buldunuz, ne öğrendinizse, ne yarattınızsa hepsi boyun eğme üzerine oldu. Ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, boyun eğmeyi, yemek yemek, su içmek, sevişmek gibi bir yaşam biçimi yaptınız. Ve de öldünüz. Ve de solucandan beter oldunuz. Daha da olacaksınız...
"Bir gün Köroğluyla Demircioğlu bir dağda bir çobana rast gelmişler. Çobanın omzunda bir delikli demir asılıymış. Demircioğlu sormuş, bu omzundaki nedir, çobandır bu, demiş ki, bu omzumdaki silahtır… …..Bu silah ne yapar? Bu silah insanı öldürür. Öyleyse sık bana, bakalım nasıl öldürecek buncacık şey beni. Anan Yahşi, baban Yahşi, çoban derdini anlatamamış ona. Karşısına geçmiş Demircioğlunun basmış tetiğe. O koskocaman adam bir çınar ağacı gibi devrilivermiş. Köroğludur, delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu, bize bu dünyada iş kalmadı demiş, Kıratı salıvermiş, kendisi de gitmiş kırk ölmezlere karışmış."
Reklam
Sultan Murad da yiğit, gözünü daldan budaktan esirgemez bir padişah imiş. Bağdat üstüne sefer eylemeye karar vermiş. O kavli kararında olsun, Murad’ın anası birgün padişah oğlunu huzuruna çağırmış, “oğlum Murad,” demiş, “sefere gidiyorsun Bağdat üstüne, hayırlı uğurlu, kademli olsun. Osmanlı büyük bir devlet, senin de yer götürmez askerin var, var
Sayfa 306 - Görsel YayınlarKitabı okudu
O konuşurken Köroğlu içinden fikreyliyordu. Demek ki görünüşe aldanmamalı... Atalar ne demiş, kepenek altında er yatar, demiş. İşte tam da bu çoban için söylemiş. Bir kişi çobansa da, hiçbir adama öyle tepeden, öyle adam saymazcasına bağırmanın bir yakışığı yok. Öyle değil mi, Ağalar Beyler?.. Dinleyenler söyleyenler?.. Haklı söze Hacı Emmim ne desin?..
Bu Taşbaşoğlu'nun dedesi,o Taşbaş Lokmanın başka bir işi daha var.Bütün dünyayı gezmiş.Gezerken her çiçek ona kendini söylemiş.Ama o bir çiçek aramış ki,kimseye söylemez.Yıllar yılı,kulağı kirişte aramış,aramış...Öyle bir şey söyleyen bir çiçek çıkmamış.Sonra Çukurova'ya gelmiş, yıllarca orada da aramış. Sonra Toros'a çıkmış. Toros'a çıkmış ki,ne görsün,bir dünya kadar çeşitli ot,bitki,çiçek. Toros'u da taş taş, ot ot,ağaç ağaç aramağa başlamış.Bir gün Tarsus'un üst başlarındaki yaylaya gelmiş. Artık da yaşlanmış,yorulmuş.Bir çınar varmış.Ulu bir çınarmış.Altından bir göz kaynarmış.O sudan içmiş Taşbaş Lokman,çınarın altında,bir taşı yastık yapıp uyumuş.Tan yeri ışıdı ışıyacak. Taşbaş Lokman erken uyanmış.Ortalık koyu karanlık. Birden çınarın dibinden çat diye bir ses kopmuş. Oradan bir ışık patlamış. Bir an dört yan öyle aydınlanmış ki,karıncanın ayağını görürsün.O aydınlıktan bir ses: "Ben ölümün ilacıyım." Lokman: "Çok şükür," demiş, "bunun da çaresini bulduk." Ve defterine yazmış. Koşa koşa dağdan inmiş,gelmiş Misis köprüsüne,bütün insanlara ilanat vermiş. "Ölümün çaresini buldum," demiş,insanlar birikmişler,birikmişler, yer gök insan olmuş. Taşbaş Lokmanın ağzından çıkacak sözü beklerlermiş.Elindeki defterde yazılıymış,okuyayım derken,ak bir kanat gelip deftere vurmuş,defter Ceyhan ırmağına düşmüş.
Yaşar Kemal
Yıllar önce sosyal demorat bir politikacı, Yaşar Kemal’e milletvekilliği önermiş. “Gelin” demiş, “sizi önce milletvekili, sonra da kültür bakanı yapalım!” Yaşar Kemal “iyi ama bu halk beni seçmez, oy vermez!” Diye cevaplamış politikacıyı. Iyice şaşıran adam “Neden?” Diye sormuş. Yaşar Kemal “Ben bu halka hiçbir kötülük yapmadım ki beni seçsinler” demiş. “Onları ne sömürdüm, ne hakaret ettim, ne ekmekleriyle oynadım, ne geleceklerini kararttım. Bana niye oy versinler ki?”
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.