1. Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
2. Batı-Doğu Divanı - Johann Wolfgang von Goethe
3. Hafız Divanı
4. İnce Memed - Yaşar Kemal
5. Fuzuli Divanı
6. Timurlenk
7. İslam Uygarlıkları Tarihi - Corci Zeydan
8. Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları - Bernard Lewis
9. Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
10. Kral Lear - William Shakespeare
11.
İncelemeye girişmeden önce; İskender Pala ile henüz tanışmayanlar için kesinlikle "Şah Sultan, Efsane, Od" romanlarını okumalarını tavsiye ediyorum.
Yerli ve günümüz yazarlarımızdan en çok sevdiğim yazarların baş tacı İskender Pala... Aşkı güzel söyler, Türkçemizi güzel kullanır ve tarihimizi de güzel anlatır. En güzeli ise bunların
Vezirlerden biri Yavuz Sultan Selim'e, sefere nereye gidiyorsunuz diye sorunca,"Sır saklamayı bilir misin?"karşılığını alıyor.Vezir,"Biliriz efendim"deyince Yavuz Sultan Selim,"Ben de bilirim."diyor.
Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor,
" Yarın şu sahrada dökülecek kanın rengi de akışı da birbirinden farklı olmayacak. Yarın burada bir bedenin, bir bünyenin kendisiyle savaşı çıkacak. Sağ kol ile sol kolun , bir ayak ile ötekinin birbirine acımasızca saldırdığı görülecek. Şah olmuş yahut Sultan; sıfatların ne önemi var. Önemli olan isimdir. Hasan mı Hüseyin mi ? Selim mi