Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Afşar Timuçin

Afşar TimuçinDüşünce Tarihi-1 yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.2/10
230 Kişi
1.058
Okunma
151
Beğeni
12,2bin
Görüntülenme

Hakkında

Manisa Akhisar'da doğdu. Yüksek öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde başladı. 1967 yılında, eğitimini tamamlamak üzere Kanada'ya gitti. 1967'de Montreal Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde lisans eğitimini, 1970'de İstanbul Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. 1968–1970 yılları arasında Fransızca okutmanlığı yaptı. 1981 yılında doçent, 1992 yılında profesör oldu. Bir süre Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü başkanlığı görevini yürüttü. Kocaeli Üniversitesi'nden 2006 yılında emekliye ayrıldı. Ataç, Dönem, Milliyet Sanat, Papirüs, Soyut, Yazko, Yelken, Yeni Edebiyat, Yeni Ufuklar, Varlık dergilerinde şiirleri yayımlanmıştır. Afşan Timuçin, Tuncer Tuğcu ile birlikte hazırladıkları, ilk sayısı 1972 yılının Ekim ayında çıkan Felsefe Dergisi'nin sorumlu yönetmenidir
Unvan:
Felsefeci, Şair, Yazar, Çevirmen
Doğum:
Manisa, Türkiye, 1939

Okurlar

151 okur beğendi.
1.058 okur okudu.
41 okur okuyor.
754 okur okuyacak.
21 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
EMILE ZOLA
Flaubert'in hafif duygulu gerçekçiliğini Zola'nın doğalcılığı izler. Emile Zola, halkı, halk yaşamını tüm girdisi çıktısıyla romana getiren ilk romancıdır. Bu yüzden yapıtları tarihsel belge niteliği taşır. Balzac'ın romanları gibi onun romanları da toplumsal ve iktisadi yaşamla ilgili doğruların araştırılması için değerli bir kaynaktır. Halk insanı sorunlarıyla, açmazlarıyla, gülünçlü ve acıklı yanlarıyla, her şeyiyle yerleşmiştir onun romanlarına. Bir halk insanı olan Zola, çalışma alanı olarak, gözlem ve deney alanı olarak, yoksul insanlar kesimini, gelişen sanayi düzeniyle bunalmış insanlar kesimini seçmiştir. Zola sanayi devriminin getirdiği tüm bunalımları görebilmiştir, bu bunalımları en alt kesimde, acılı görünümler altında doğrudan doğruya yaşamış ya da paylaşmıştır. Balzac'da sarsılan burjuva sınıfının açmazları, Flaubert'de bu sınıfın değişim istekleri, Zola'da yalnızca halk insanının acıları vardır.
Sayfa 549 - İnsancıl Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Taş ki ne taş :D
Kendini kendine saklayan insan aşkın eşi­ğinden geri dönmek zorundadır. Aşkın kapısından girmek isteyip de bunu bir türlü başaramayan nice insan düpedüz bu anlamda kendine yenilmiş insandır.
Sayfa 46
Dünyada tam dört çeşit insan vardır Birincisi kendi kendinin efendisi olmak ister İkincisi başkasının efendisi olmak ister Üçüncüsü kendi kendinin kölesi olmak ister Dördüncüsü başkasının kölesi olmak ister Kendi kendinin efendisi olan Başkasının efendisi olmak istemez Başkasının efendisi olmak isteyen Kendinin efendisi olmak istemez Kendi kendinin kölesi olanla Başkasının kölesi olan çok benzer birbirine Kendi kendinin kölesi olan neyse ne Başkasının kölesi olmak isteyen İnsanın da hayvanın da en kötüsüdür
Kötü kullanılan her şey kirlenir. "Sevgi"' sözcüğü de son zamanlarda iyiden iyiye kirlendi..
Tilkiden kurnazlığını çalmış Maymundan oyunculuğunu aşırmış Köpekten kuyruk sallamayı öğrenmiş Kediden yaltaklanmayı Yılandan soğukluğu çekip almış Kargadan leş yemeyi kaldırmış Sinekten pis olmayı
Reklam
Çocukluğun bittiği yerde Yansıyan isli bir karanlıktır Kendini aramazsa kendinde Korkunun yanlışına sığınır Tutkular birer birer eridiyse Diyelim kaptansın bir gemide Bir deniz var bir de sen varsın Ufuk göçmüş dalgalar susmuş Boşvermişsin gidişlere Artık yalnız anıların kadarsın Ölü denizlerde kaldık Kuru bir mavilik önümüzde Halatlar kopmuş yelkenler yırtılmış Özlem gibi bir şeyler kanar Dönüp baktığımız zaman içimizde
Afşar Timuçin
Afşar Timuçin
"Nasıl yaşadıysak öyle öleceğiz dostlarım."
"Kimimiz ayakta, kimimiz yatakta, kimimiz yemek yerken. "Ölen kim" diyorsanız cenazedekilere şöyle bir bakıverin, onların konuşmalarını dinleyin, el kol sallayışlarına bakın, ölenin kim olduğunu anlayamasanız bile nasıl biri olduğunu şıppadanak anlarsınız. Kimsenin iki damla yaş dökmediği bol törenli nice ölümler gördük. Ancak insanların kendilerini yok edercesine sessiz sessiz ağladığı ölümler de görmüşüzdür. Evet, ölümümüz bize benzeyecek, yaşamımıza benzeyecek. Karşıdan karşıya geçerken bir taksinin altında kalıp ezilmezsek."
İçimizdeki Deprem
İçimizdeki Deprem
“Sıradan olmayı severim ben..”
Onların yaşayışı benim yaşayışıma uymuyor. Sevmedikleri şeyleri de sever gibi yapıyorlar, en çok da bunu anlamıyorum. Bir şeyden hem sıkılıyor hem de o şeyle birlikte olmaktan kaçmıyorlar. Her şeyleri var, yaşamaya vakitleri yok..
Denizli Pencere
Denizli Pencere
/
Afşar Timuçin
Afşar Timuçin

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
“Her aşk kendine göre bir yapıttır..”
Onlarca kitabını okuduğum Afşar Timuçin’in beğendiğim bir romanı hatırına kendimi inceleme yazmaktan alıkoyamadım. Kendisi; satırlarında kendimi çokça bulduğum, kimi aradığım geçmişe tanıklık etmiş ve bugüne yaşayan, kimi geleceğe fener tutan bir felsefeci/ yazar/ şair/ çevirmen ve akademisyen.. Şiir kitapları, romanları ve felsefe eserleriyle
Tepedeki Yalnızlık
Tepedeki YalnızlıkAfşar Timuçin · Bulut Yayınları · 20099 okunma
Reklam
184 syf.
7/10 puan verdi
Yazar kitabında ilâhi olan hariç aşk ile ilgili ve aşka dair söylenmiş ne varsa paylaşmış denilebilir. Hani Karadenize gidersin de yeşile doyarsın misali bir durum beşeri aşkı bu kitapta okumak. Bende mevcut olan e-kitap ve böyle olunca ben okurken oldukça hızlı geçiyorum. Ayrıca aşk kelimesi o kadar çok geçti ki uzun süre aşk ile ilgili kitap okumak istemeyebilirim. Göreceğim artık.
Aşkın Diyalektiği
Aşkın DiyalektiğiAfşar Timuçin · Bulut Yayınları · 200282 okunma
169 syf.
·
Puan vermedi
İki kişilik kısa bir aşk romanı Yarına Başlamak. Şiirselliğin hakim olduğu diyaloglar yer yer inandırıcılığı zedelese de, kişilerin içlerinde büyüttükleri aşkı okuyucuya bir şekilde ulaştırıyor. Aslında hemen hemen bütün kitap diyaloglardan oluşuyor. Dolayısıyla bir romanda olan kadar betimleme yok. Birbirini seven iki aşık, birbirlerine olan aşklarından bahsediyorlar. Bu durum bir süre sonra sıkıyor.
Yarına Başlamak
Yarına BaşlamakAfşar Timuçin · Kavram Yayınları · 197726 okunma