Kadın olmak başlı başına bir ihtilaldi.
Kendi kadınlığından bihaber, dekolte vitrini gibi gezinen birçoklarının arasında engellere rağmen "bilgi, kültür ve ahlakla" ilerlemeye çalışılan bir yoldu kadınlık.
Senin aptal olduğunu düşünen bir çoğunluğun içinde yaşarken akıllı olman,senin aklına güvenen bir çoğunlukta akıllı olmandan daha zordur. Yakın çevresinden gördüğü inancın desteğiyle hareket eden birini, kendisine güvenilmeyen bir diğerinden ayıran budur. Varlıklar çoğunluğun yargılandığı şeye dönüşebilir zamanla. Biri çevresindekilerin inancıyla deneyimlere açılıp gelişirken -ki buna başarı deriz-, diğeriyse çevresindekilerin yargısıyla deneyimlere kapanır, başarısız olur. İnanılmak iradeye güç veren bir kalkan oluştururken, yargılanmak bir hastalık gibi irademizi zayıflatır.
Dışarıdan delilik olarak görülebilen şeyler, içine girildiğinde hak verilen durumlar haline gelebiliyordu bu hayatta. Sadece bakış açınızı değiştirmeniz yeterliydi.