“İki gün sonra bir SS subayına, babamın nereye gittiğini sordum. Kolumdan tutup barakaların arasında belki 50 metre kadar götürdü ve ‘Şuradaki dumanı görüyor musun?’, dedi. ‘Baban oraya gitti. Ve annen de. Gaz odaları ve krematoryuma.’ Artık yetim olduğumu işte böyle öğrendim. Ailem ölmüştü. Hayatımda tanıdığım en güçlü, en nazik adam olan babam artık sadece bir hatıraydı, ondan toprağa verilme izzetini dahi esirgemişlerdi...”