Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lukas Barfuss

Lukas BarfussYüz Gün yazarı
Yazar
6.6/10
19 Kişi
64
Okunma
5
Beğeni
1.214
Görüntülenme

Lukas Barfuss Gönderileri

Lukas Barfuss kitaplarını, Lukas Barfuss sözleri ve alıntılarını, Lukas Barfuss yazarlarını, Lukas Barfuss yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kameralar karşısındaki bir ölüm, kimsenin görmediği yüz ölümden daha değerlidir.
Sayfa 162Kitabı okudu
Biz de Avrupa’nın Ruanda’sı olur muyuz acaba, diye soruyorum kendime ve biliyorum ki, bizi bundan koruyacak olan toplumun refah düzeyi, disiplini ya da kurumlara, makamlara duyulan saygı değil, düzen ve rutin aşkı da değil, hatta tam tersine. Çünkü tüm bunlar katliama bir engel değil, katliamın önkoşulu.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
“Konuşurken bazen duraksıyor, hem de çoğu zaman cümlenin tam ortasında. Gözlerinde görüyorum nasıl anımsadığını, anımsayıp da anlatmadığını, belki de yaşadıklarını anlatabilecek sözcükleri olmadığından, onları henüz bulmadığından ve herhalde bulmak da istemediğinden.”
165 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
1994’te Ruanda’da sekiz yüz bin kişinin ölümüne yol açan ve Batılı ülkelerin seyirci kaldığı katliamı anlatıyor Yüz Gün’de. Her türlü ırkçılık ve adaletsizliğe tepki göstermeye çalışan David, bu hislerle, Ruanda’da otuz yıldır faaliyet gösteren İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’na katılarak ülkenin başkenti Kigali’ye gelir. Ülkede konuşulan dili bilen kimsenin olmadığı Teşkilat mensuplarının mevcut iktidarla aralarını iyi tutmaya çalışarak, etliye sütlüye bulaşmadan sürdürdükleri faaliyetlerin rutinliğinden kısa zamanda hayal kırıklığına uğrar, Teşkilat’ı ve kendi işlevini sorgulamaya başlar. Menfaatleri söz konusu olunca bilfiil suç ortağına dönüşür. 30 yıl önce Afrika’yı sömürenler iç savaşı çıkarıp 800000 kişinin 100 günde ölümüne göz yumdu. Sene 2024 Filistin’de yaşanan katliama dünya yine göz yumuyor. “Beyaz Adam” mutlu olsun yeter ki! 🩵Yıkılmış bir adam böyle mi görünür? 🩵En kötüsü açlık ve susuzluk değildi, en kötüsü karanlıktı. 🩵Boyun üzüntünün kapağıdır. İnsanı acılar değil anılar öldürür. 🩵Düşmanının kaybını bir inekle telafi eden tüm sürüsünü kaybeder. 🩵Korkunun ne kadar baştan çıkarıcı olduğunu bilmiyorduk, ne kadar hızla yayıldığından haberimiz yoktu. 🩵Acele eden Tanrı’ya daha çabuk kavuşur.
Yüz Gün
Yüz GünLukas Barfuss · Metis Yayınları · 201063 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
1994’te Ruanda’da sekiz yüz bin kişinin acı bir şekilde hayatını kaybetmesine neden olan ve “her ne hikmetse” tarih boyunca “Batılı ülkelerin ekseriye seyirci koltuğunda” yer bularak izlediği katliamlardan birini anlatmış Lukas Bärfuss Yüz Gün’de. Irkçılığın, adaletsizliğin, sömürünün tillahını görmüş “eli hamur karnı aç insanların” kıtası Afrika’daki bu gidişata tepki olarak oluşturduğu ana karakterle aktarmış düşüncelerini. David(ana karakter) Ruanda'da otuz yıldır faaliyet gösteren İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı'na katılarak ülkenin başkenti Kigali'ye gelir. Teşkilat mensuplarının mevcut iktidarla aralarını iyi tutmaya çalışarak, etliye sütlüye bulaşmadan sürdürdükleri faaliyetlerin# rutinliğinden kısa zamanda hayal kırıklığına uğrar, teşkilatı ve kendi işlevini sorgulamaya başlar. Kendimce pek çok düşünceye saldı beni bu metin. Ana karakterin ismi David mesela. Yahudi inancında Kral olarak kabul edilen Davut, Kitab-ı Mukaddes'te “David” ismiyle anılır. Tanah, Eski Ahit ve Kur'an'da bahsi geçen savaşçı dev Golyat düşmanıdır. Davud ile Golyat’ın savaş arenasındaki meşhur düellosunun anlatıldığı hikayenin verdiği mesaj şudur; “dev”ler esasında göründükleri kadar güçlü değildir, yenilmez sanılanlar da yenilmez değiller. Buradaki “dev” ile kastedilen kimi zaman iri cüsseli bir savaşçıdır, kimi zaman bir diktatördür, kimi zaman da yenilmez sanılan ordulardır. Belki de yaşanan vahşetin hem tanığı hem de bilfiil suç ortağı karakterine sırf bu yüzden David demiştir, kim bilir? Her dem savaşacak Golyatlar var ne de olsa.
Yüz Gün
Yüz Gün
Yüz Gün
Yüz GünLukas Barfuss · Metis Yayınları · 201063 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
“Onların kimseye göstermedikleri gizli yüzleri vardır, gerçeği söyler gibi yalan söylerler…” #yüzgün // #lukasbarfuss . Acımasız Afrika’nın, acı(ma)dığımız bir ülkesi: RUANDA… Ve orada geçen “Yüz Gün”. . Irkçılığın, soykırımın, adaletsizliğin doruklara çıktığı ve Batılıların seyirci kalmayı tercih ettiği Ruanda’da David, ülkesinin ve kendisinin tutumunu sorgulamaya başlarken “Ne istiyoruz peki?” sorusuna da yanıt arar. Netice belli aslında… Daha çok para, daha çok kan, sömürme… Katliam, insanlar hiç önemli değil. Dünyanın en bereketli ama bir o kadar da tehlikeli kıtalarından birisi olan Afrika’nın sömürülmesine şahit olunan metinde, sözcükler cümlelere dönüşmez, katliamın seyrinde insanın acımasızlığı, adaletsizliği, vicdansızlığı karşısında tekrar tekrar düşünmeye başlar okur. Yeryüzünün efendileri bölüp yönetmek adına neler yapmaz ki? “Yüz Gün!” dile kolay. Neler yaşandı, nelere şahit olundu, ne acılar, ne kayıplar verildi. İsviçreli yazar Lukas Barfuss, 1994’te Ruanda’da yüz binlerin ölümüne yol açan ve güçlü ülkelerin sadece seyretmeyi tercih ettiği “Yüz Gün” de çok şey anlatmış. Okuyun…
Yüz Gün
Yüz GünLukas Barfuss · Metis Yayınları · 201063 okunma
Reklam
Onların kimseye göstermedikleri gizli yüzleri vardır, gerçeği söyler gibi yalan söylerler…
“und wer die Angst fühlte, war glücklich, denn dies beweis, dass er noch nicht tot war.”
Sayfa 168Kitabı okudu
“Gott war tot, aber die Angst lebt weiter.”
Sayfa 167Kitabı okudu
„Der Selbstmord sprach für sich, er brauchte keine Stimme, und er brauchte keine Erzähler“
Reklam
„Und nachdem ich mich mit der Einsicht, in diesem Elend wenigstens nicht alleine zu sein, einen Abend lang getröstet und seit Wochen zum ersten Mal eine traumlose Nacht verbracht hatte, nahm ich mir vor, diese Gesellschaft zu suchen und bei der nächsten Gelegenheit das Thema des Selbstmordes zu erörtern.“
165 syf.
·
Puan vermedi
Yüz Gün'ün arka kapağını az önce kapattım. Lukas Bärfuss'un tarihten beslenerek kaleme aldığı bu kitapta; Ruanda Soykırımı'na Avrupai duruşun soğuk rüzgârı sirayet ediyor. Nisan 1994'te yüz gün süren katliam sürecinde 800.000 Tutsi ve bir kısım Hutu'ların da öldürüldüğü biliniyorsa kitabın genel ruh halini kestirmek hiç de zor olmuyor. İlk sayfalarda büyük bir merakla okuduğum kitapta kurgusal karakter David'e olan antipatik tutumlarımı dile getirmezsem olmaz. Aslında David'e baktığımızda onda Avrupa’nın ve Batı insanının gerçek yüzünü görmemek imkansız. David, Ruanda'nın başkenti Kigali'de bir teşkilat çalışanıdır. Yabancıların tahliye edileceği uçağı binemeyince bölgede yaşananlara tanıklık eder. Başından geçen bu yüz günlük süreç, onu insanlığın acımasız tarafıyla karşılaştırır ve değişmesine sebep olur. Yine de onun bu sarsıcı yaşamı, yaşananlara sadece seyirci kalıp katliam karşıtı bir tutum sergilememesi karşısında yumuşatmıyor. Aksine okuru huzursuz ediyor. Tiyatro yazarı Lukas Bärfuss'un Yüz Gün isimli bu kitabını, yarı kurgu bir eser olmasını göz önünde bulundurarak kimi yönleriyle belgesel roman kategorisine eklemek isterim.
Yüz Gün
Yüz GünLukas Barfuss · Metis Yayınları · 201063 okunma
Cesedi bodruma taşıyıp soymuşlardı ama ne gariptir ki, bir umuzungu’nun cinsel organını açmaktan utanıyormuş gibi külotunu çıkarmamışlardı. Goldmann’ın çenesi bir parça bezle bağlanmıştı, sağ kulağının üzerindeki yara daha da büyümüş gibiydi, kafa derisinin bir parçası sökük bir yama gibi sarkıyordu.
(...)İki abazungu’nun* ölü meslektaşlarını Kigali’ye götürdüğü haberi arabamızdan daha hızlı hareket ediyordu.(...) * abazungu: beyaz adamlar -ç.n.
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.