08-05-1976 İzmir doğumlu olup, buradan önce TRT İzmir Bölge Müdürlüğünde Düşünce Tarihi Uzmanı olarak görev yapmıştır.
Suan antalya üniversitesinde akademisyen olarak görev yapmaktadır. Kendisi evli ve iki kızı vardır.
18. yy. Fransa’sında Monstesquieu, önemli politik- felsefi isimlerden biri olarak karşımıza çıkar. Ve siyaset felsefesinde temel dönüm noktasını oluşturur. Özgürlük hakkındaki fikirleri sistematiktir ve temelde despotizme karşı durma noktasında şekillenir. 1721 de yayınladığı “Lettres Persanes” (Fars Mektupları) isimli eserinde Fransa’daki politik durumu ve kilise koşullarını eleştirir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin filozofu olan Montesquieu, monarşinin temeline onur kavramını, cumhuriyetin temeline yurttaşlık erdemi kavramını, despotizmin temeline de korku kavramını yerleştirir.
Dilsel varlık, siyasal varlık kadar önemsenmelidir. Çünkü İbranilerin dilsel varlığının teminatı olan Tevrat yaşadıkça, milli bilinçleri ve milli kimlikleri de ayakta kalmıştır.
Antik dünyanın “Ex Nihilo Nihix Ex” yani “hiçten hiç çıkar” biçimindeki düşüncesi sebebiyle varlık alanına dair tanımlanan her şeyi hiçlikten kurtarmanın biricik yolu madde ile ilişkiye sokmak veya tanımlamak anlamına gelmektedir.
Akademisyen ve yazar, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr.
Mehmet Fatih Doğrucan (46), altı yıldır mücadele ettiği kanser hastalığına yenildi. 2016’dan beri gırtlak kanseri ile mücadele eden Doğrucan, dün gece Ankara’da tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etti. Dört kez gırtlak kanseri ile mücadele eden Doğrucan, sesini yitirdiği halde bu süreçte üç eser kaleme alarak kitaplarla hayata tutunmaya çalıştı.
Doğrucan, TamgaTürk, Türk Dünyası Araştırmaları gibi dergilerde de birçok makaleye imza attı. Bir süredir bilgisayar üzerinden sesli program aracılığıyla iletişim kurabilen Doğrucan’ın, ‘Tarihsel Uğrak Noktalarıyla Felsefeden Bilime’ (2018) kitabı Kesit Yayınları, Tanrı ile Kavga (2019) ve iki ciltlik 'Medeniyet Dili Olarak Türkçe' (2022) kitapları ise Altınordu Yayınları tarafından okura sunuldu.
Dil üzerine yaptığım okumaların nihayetinde kendi dilim olan Türkçe'ye gelmesi beni fazlasıyla heyecanlandırdı ve yeni bir kitaba geçebilmem için kıymetli bir okumamın daha sonuna geldim.
Doğrucan'ın yaşadığı sağlık sorunlarının kitabı yazma sürecine etkisini okurken fazlasıyla görüyoruz. Bu karşımıza sıkça yapılan tekrarlar olarak çıkıyor. Katılmadığım birçok noktayla birlikte kıymetli bir eser olduğunu kabul etmem gerek.
Doğrucan'ın da söylediği gibi bu bir dilbilgisi kitabı değil bir felsefe kitabıdır.
Yazar, Türkçe'nin felsefi bir bakış ile ele alınarak, Türk medeniyeti, mitolojisi ve kadimliğindeki zenginliğin ortaya çıkarılabileceği tezini ortaya atıyor. Ayrıca, batının kendi yerleşik toplumu için iddia ettiği medeniyetin merkezi olma iddiasının ise aslında gerçeği yansıtmayabileceğini düşünmemiz gerektiğini savunuyor. Eserde, kendi lisanımız ile düşünürken, kendi lisanımızın üzerine düşünmemiz gerektiği vurgulanıyor. Tezin örneklendirilmesi ise ikinci kitaba bırakılmış.
Birçok kişiye, terime, akıma referans vermesi nedeniyle felsefe bilgisi olmayanların kolay kavrayamayacağı bir eser ortya konulmuş. Konuyu ele alış ve anlatım tarzı okumayı zorlaştırıyor. Özellikle ilk bölümün anlaşılması felsefe altyapısı gerektiriyor.
Tanrı ile KavgaMehmet Fatih Doğrucan · Aygan Yayıncılık · 201713 okunma