Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Phillip Malpas

10.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
191
Görüntülenme

Phillip Malpas Gönderileri

Phillip Malpas kitaplarını, Phillip Malpas sözleri ve alıntılarını, Phillip Malpas yazarlarını, Phillip Malpas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Takribi M.Ö 4. yıl da 3 meşhur kişi dünyaya geldi. Bunlar ; İsa Mesih, Apollonius ve Seneca idi. Seneca konumuz dışı. Ama iki isim arasında bağlantı var. O da kitabın adında da yazdığı gibi " Mesih " kavramı. Erken Helenistik dönemde Orfeus, orta dönem de Pytagotas- pisagor- ve geç dönemde Apollonius. Bir düşünce ve yaşam felsefesinin 3
Pagan Mesih Tyanalı Apollonius Filozof, Majisyen, Kahin
Pagan Mesih Tyanalı Apollonius Filozof, Majisyen, KahinPhillip Malpas · Hermes Yayınları · 05 okunma
Reklam
Buluşma ve Süleymanın emrindeki Rüzgar.
(Damis, üç günlük yolculuğunun sonunda buluşma yerine varır. Bu arada Apollonius ta İmparator Domitian'ın mahkemesinde ,kendine yapılan suçlamalara kısa ve net cevaplar verir ve Domatian onu beraat ettirir. Ama ayrılmamasını söyler. Niyeti onu öldurtmektir. O ise ortadan kaybolur ) Damis ile Demetreus , onlara söylendiği gibi , Calypso Adası yakınlarında kıyıda yürüdüler, ama yürekleri çok ağırdı. ... Damis kederini içinde daha fazla tutamadı. Acı içinde yüksek sesle bağırdı: " Aman Tanrım, iyi ve yiğit dostumuzu bir daha görebilecek miyiz ?" Tyana'nın eşsiz filozofu sevgili öğretmenlerinin sevgili sesi, " Onu göreceksin, daha doğrusu onu gördün," dedi. " Ne, hayatta mi?" dedi kendini tutan Demetrius. " Öldüyse, onun yasını tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz." Apollonius elini uzattı ve dedi ki : " Tut onu ve eğer senden kaçarsam, beni Proserpine krallığından yeni gelmiş bir hayalet gibi gör, ama eğer bana dokunulmasına dayanırsam Damis'i benim yaşadığımı ve cesedi henüz bir kenara bırakmadığımı düşünmeye ikna etmeni isterim. Demetreus ve şüphelen Damis artık şüphe duymadılar, ona koştular ve onu öptüler. ... "Arkadaşlarım ben bir savunma yaptım " dedi " Bunu bir kaç saat önce yaptım ve galip geldik. Bu öğlen meydana geldi " " Nasıl bu kadar kısa sürede bu kadar uzun bir yolculuk yaptın" Demetrius sordu. " Bununla ilgili ne düşünürsen dusün" diye yanıtladı." Ama ne Phryxun'un koçunu ya da Daedalus'un kanatlarını kullandığımı sanma.Bunu bir tanrıya yor."
Sayfa 198 - Hermes Yayınları
Bana göre yaşıyorum, sana göre öldüm ve tekrar dirildim
( 95 yaşındaki Apollonius Roma da imparatorun karşısında duruşmaya çıkmadan önce, zindanında - bu durusma bir formalite ve ölüm cezası kaçınılmaz olarak görülüyordu -) ... Ertesi gün Apollonius, Damis'i aradı ve ona Puteoli'ye gitmesini ve Demetrius'u selamlamasını söyledi." Tekneyle gitmek yerine yürümek daha iyi," dedi sessizce ; " Seyahat etmenin en iyi yolunu bulacaksın. O zaman Demetrius'u gördüğünde , Calypso Adasının kıyısına in ve beni göreceksin." " Ne ! Canlı olarak mı?, nasıl ?" diye bağırdı Damis. Apollonius Güldü. " Benim fikrime göre yaşıyor, ama senin fikrine göre Öldükten Sonra Dirilmiş biri olarak," dedi neşeyle. Böylece Damis gitti. Tyanalının o sessiz küçük yanlarının ne anlama geldiğini öğrenmişti ve üç günlük yol tepmek tekneyle gitmekten daha sıkıcı olsada yürüdü. Umut ve korku arasında gidip gelen duygularla gitti. Üstadı kurtulacak miydi? Sadece tanrılar biliyordu. Puteoli'ye vardığında korkunç bir fırtına olduğunu ve bir çok geminin harap olduğunu gördü. O zaman neden yürümesinin emredildiğini anladı.
Sayfa 188 - Hermes Yayınları
Çarmıhtaki İsa'yı çarmıhtan indirmeden önce karnına saplanan mızrak
" Ey Kral ! ... Beni dinle, ... ve eğer istersen , bedenimi alması için birilerini gönder, çünkü ruhumu almak mümkün değil. Daha fazlasını söyleyeceğim, bedenimi bile alamazsın, çünkü Homer'in dediği gibi, ' ölümcül mızrağın bile beni öldüremez , çünkü ben ölümlü değilim' ".
Sayfa 195 - Hermes Yayınları
Ne diyo la bu ???
"... Bir duruşmada dördüncü yetenek, benim sessizlik dediğim şeydir "dedi " Elbette " diye karşılık verdi vekil, " bu, size ya da durumunuzda olan başka bir kişiye önemli faydası olmayacak bir yetenektir. " " Yine de, " dedi Apollonius, " Atinalı Sokrates'in kendisine yöneltilen suçlamadan kurtulmasında son derece yararlı oldu." " Ve dua et, suskunluğundan öldüğüne göre, bu ona nasıl hizmet etti ? " diye cevap verdi vekil. " Ölmedi, ama Atinalilar buna inandı. " dedi Apollonius.
Sayfa 189 - Hermes Yayınları
Reklam
Bunu hep merak etmişimdir. İsa' nın da saçı uzundur, resimlerde..
Bu kadar yaşlı bir adam için ne kadar uzun bir saç, en az 95 yaşında olmalı! ... Uzun saç, hür bir insanın işaretidir.
Sayfa 180 - Hermes Yayınları
Apollonius'un Sokrat hakkındaki fikri
Thespesion " Yaşlı bir Atinalı vardı, Socrates adında bir adam, bizim kadar büyük bir ahmaktı. Bir köpeği, bir kazı, hatta bir çınar ağacının tanrı sanır ve onlar üzerine yemin ederdi." dedi. Apollonius, " O ahmak değildi " dedi. " İlahi ve gerçekten bilge bir adamdı. Tanrılar üzerine değil, Tanrılar üzerine yemin etmesin diye bu şeyler üzerine yemin ederdi. "
Sayfa 154 - Hermes Yayınları
Ölüleri dirilten Apollonius
Apollonius cenaze alayını karşıladı. Durdu ve tabutu taşıyanların tabutu indirmelerini istedi. " Kız için döktüğün gözyaşlarını kurtaracağım " dedi. " Adı nedir " İzleyiciler etkilenmisti. İşte bu yabancı filozof, bir cenaze konuşması yapmak, akrabaların ve yas tutanların duygularını yatıştırmak için duran biriydi. Öyle bir şey yapmadı. Kızın üzerine eğildi ve vücudunun üzerinde alçak bir ses tonuyla bir kaç kelime söylerken sadece ona dokundu ; görünüşe göre hiçbiri ne dediğini duymadı. Kız doğruldu ve konuşmaya başladı.
Sayfa 123 - Hermes Yayınları
Apollonius kuş dilini bilir dediler.
O konuşurken, bir serçe sürüsü yakınlarda ki bir ağacın üzerinde sessizce oturuyordu. Aniden bir serçe diğerlerine anlatıyor gibi göründü ve hepsi aynı yöne uçup gitti. Apollonius ; Bir çocuğun bir yola mısır düşürdüğünü gören bir serçe olduğunu,arkadaşlarına haber verip, hep birlikte ziyafeti paylaşmak için gittiğini söyledi. Hikayeyi doğrulamaya giden adamlar, doğru olduklarını gördükleri için sevinç ve şaşkınlıkla bağırarak geri döndüler.
Sayfa 94 - Hermes Yayınları
Reklam
Ölülerle konuşma- Akhilleus mezarında
Akhilleus, Apollonius'un Truva savaşının gerçek tarihi hakkında bilgi aradığını gördü ve ona " dilediği ve kaderin izin verdiği " beş soru sorma ayrıcalığı tanıdı. Bu şekildeApollonius, Polyxena'nın Yunanlılar tarafından mezarında öldürülmediğini, ... Helen'e gelince ... Ama gerçek su ki Mısır'daydı , Paris onu Proteus'un evine götürdüğü yerdeydi. Yunanlılar bunu öğrendikten sonra, ona aldırmadan Truva'yı almak için savaşmaya devam ettiler.
Sayfa 102 - Hermes Yayınları
incil- elcilerin isleri - kutsal ruh sayesinde tüm dilleri konuşacaksınız.
Apollonius eski Ninova'da arkadaşı ve öğrencisi olan günlük olarak kaleme alınan ve bu çalışmanın ana bölümünün çıkarıldığı eserin yazarı Asurlu Damis ile bir araya geldi. " Birlikte gidelim " dedi Damis. " Tanrı senin rehberin olacak ve sen de benim rehberim olacaksın " Damis ayrıca Babil'e giden yolu bitmesinin ve Ermeniler, Medler, Persler ve Kadusilerin dillerini bilmesinin faydalı olacağını belirtti. Apollonis, Damis'i hayrete düşürerek, " Dostum, hepsini kendim biliyorum,ama hiç öğrenmedim," dedi. " Bütün dilleri bilmeme şaşırmayın," diye devam etti Apollonius, " çünkü insanların düşüncelerini, hatta söylemediklerini bile biliyorum." Damis bunu duyduğunda, onu vahiy gelen biri ( daimon ) olarak kabul ederek ona taptı.
Sayfa 44 - Hermes Yayınları
Konuşmama orucu
... Pythagoras'ın tavsiye ettiği ve uygulamayı beş yıl sürdürdüğü gibi... ... Sessizlik yılları kısmen Pampilya'da kısmen de Kilikya'da geçti. ... Yine de bir bakış ve el sallamasıyla kargaşayı durdurdu
Sayfa 37 - Hermes Yayınları
Saçlara dikkat !
Diyetini kısıtlayan Apollonius, daha sonra giyim tarzını değiştirdi. Çıplak ayakla yürüdü, ketenden kıyafetler giydi ve yaşayan varlıklardan yapılmış giysileri giymedi.Saçlarını kestirmedi ve zamanın çoğunu Esculapius un tapınağın da geçirdi.
Sayfa 32 - Hermes Yayınları
Et yememe ve Mayalı üzüm suyu- Şarap-
Bundan sonra Apollonius, canlı olan her şeyi yemeyi bıraktı, saf olmadığını ve anlayışı zayıflattığını duyurdu. Sadece toprağın ürünlerinin saf olduğunu söyleyerek meyve ve sebzelerle beslenerek yaşadı. Asma bir ağaç olduğu için şarabın saf olduğunu ve insana zarar vermeyeceğini kabul etti. Kuşkusuz bunu mayalanmamış şarap için söyleyecekti, mayalanmış üzüm suyu ile ilgili itilaftan uzak dururdu, ancak üzümün mayalanmış suyunun sahip olduğu ilahi tın zerresini bozma gücünden dolayı onu muntazam zihin durumuna aykırı bulduğunu ve bundan dolayı kaçındığını söyledi.
Sayfa 31 - Hermes Yayınları
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.