Haberdâr olmayan kendi özünden
Kamu bildikleri yalan değil mi
Senin aşk-ı hayâlinden Hudâyâ
Gözümden dökülen bârân değil mi
Derûnumda yanan nâr-ı muhabbet
Bana ol tuhfe-i cânân değil mi
Ararım Yûsuf'um kande bulamam
Ki Yûsuf'suz bu ten zindan değil mi
Benim nem var bu âlem içre bilmem
Hemân bir kuru ad u san değil mi
Cân bülbülü ne ağlarsın kafeste
Azm-ı râh et bir gülşane var yüri
Yandırdın derûnum her bir nefeste
Ben bir yane sen bir yane var yüri
Hicran göllerine atılamadım
Kul olup hanlara satılamadım
Feleğin kahrından kurtulamadım
Bir zaman da kûhistâne var yüri
azm-ı râh: bu yolda karar kıl — gülşan: gül bahçesi — kûhistân: dağlık yerKitabı okudu
Derd nedir derman nedir yâ ben beni bilmem neyin
Nâr u nurun berzahında sararıp solmak da güç
Nûr-ı Ahmed'dir özüm dürr-ı yetîmî bendedir
Bu beşer nefsin elinden anı kurtarmak da güç