Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Semavi Eyice

Semavi EyiceBizans Devrinde Boğaziçi yazarı
Yazar
Derleyen
8.2/10
44 Kişi
186
Okunma
42
Beğeni
3.873
Görüntülenme

undefined Semavi Eyice Sözleri ve Alıntıları

undefined Semavi Eyice sözleri ve alıntılarını, undefined Semavi Eyice kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haliç'in "V" biçimindeki dibinde kalın çamur tabakasını içinde çok değerli şeylerin bulunduğu kesindir. Nitekim 1850'de bir yabancı tüccarın gemiye binerken elinden düşürdüğü, içinde bütün serveti olan altın kesesini aramak üzere Haliç'in derinliklerine inen bir dalgıç dibin çok dik ve akıntılı olduğunu söylemiş, keseye rastlamamasına karşılık burada yirmi kadar tunç top bulmuş ve bunlar derhal çıkarılmıştır. II. Abdülhamid döneminde bir Beyoğlu eğlencesinden sabaha karşı çift at koşulu arabasıyla dönen bir paşazade, araba sürücüsünün köprünün açık olduğunu farketmemesi yüzünden Haliç'e düşmüş, atlarla araba ve sahibi Haliç'in dibindeki kalın çamur tabakası içinde kaybolmuştu. Nihayet tersane ve kalafat yerleri önünde bakımsızlık veya tamir sırasındaki ihmal yüzünden batan gemiler de Haliç'in derinliklerinde kaybolup gitmiştir.
Kadıköy İlk Medeniyetler
Heraklios (610-641) zamanında, 626’da Sahrbaraz idaresindeki bir Sasanî ordusu Khalkedon (Kadıköy)’u ele geçirerek, Boğaziçinin Anadolu kıyısında ordugâh kurmuş, 717’de kuvvetli bir Arap donanması yine burada üslenmiştir.
Reklam
Antik çağdaki mezarlıklara ait lahit ve mezar stellerine şehrin içinde bugünkü zeminden metrelerce aşağıda rastlamak mümkün olmaktadır.
Sayfa 15 - etkileşim yayınlarıKitabı yarım bıraktı
heykeltraş canonica mussoliniye yazdığı mektupta Atatürk'ü anlatıyor.
Kemal Paşa sade, bizim Lombardia ve Piemonte bölgelerinin eski asil askerlerine benzeyen davranışlarıyla çok seçkin bir insan. Az konuşuyor, derin ve kesin cevaplar veriyor, çok düşünüyor ve izliyor. İnsanları, büyük enerjisini yansıtan ve nüfuz eden gözlerle inceliyor. Fizyonomisi, o an içinde bulunduğu hislere göre bazen emir verici bir görünüme, bazen de insanı duygulandıran adeta çocuksu tatlı bir havaya bürünüyor. Merhamet dolu bir insan. Çok acı çekmiş olduğu anlaşılıyor. Aciz kimselere karşı sevgi duyuyor, önemli bir kişi havası takınmıyor. Tüm aile efradı ile konuşuyor, şakalaşıyor.
Bizans Devrinde Boğaziçi Giriş
Boğaziçi'nin manzarası da tabiatı gibi karadeniz ağızlara doğru daha sarptır. Onda, göğün ve denizin bütün o azgın saldırıışlarına göğüs gerer yalçınlıkda bir duruş vardır. Yamaçlarında karşılıklı viran olmuş iki kale ve kıyılarında tümsekleri görülen tabyalar bu tabiatın savaşçı sergüzeştinden birer izdir. Koyu ve keskin durumu o tesiri verir ki, aşağılarda, yamaçlarının insan eli değe değe yumuşamış ve munisleşmiş teni, orada hala üzerine el sürdürmemiş bir yele sertliğindedir. Bu bakımdan onda efsanevi, destani bir hal vardır. Aşağılarda şehirleşmiş boğaziçi orada artık köydür.
Sayfa 1 - yeditepeKitabı okudu
Haliç'in "V" biçimindeki dibinde kalın çamur tabakasını içinde çok değerli şeylerin bulunduğu kesindir. Nitekim 1850'de bir yabancı tüccarın gemiye binerken elinden düşürdüğü, içinde bütün serveti olan altın kesesini aramak üzere Haliç'in derinliklerine inen bir dalgıç dibin çok dik ve akıntılı olduğunu söylemiş, keseye rastlamamasına karşılık burada yirmi kadar tunç top bulmuş ve bunlar derhal çıkarılmıştır. II. Abdülhamid döneminde bir Beyoğlu eğlencesinden sabaha karşı çift at koşulu arabasıyla dönen bir paşazade, araba sürücüsünün köprünün açık olduğunu farketmemesi yüzünden Haliç'e düşmüş, atlarla araba ve sahibi Haliç'in dibindeki kalın çamur tabakası içinde kaybolmuştu. Nihayet tersane ve kalafat yerleri önünde bakımsızlık veya tamir sırasındaki ihmal yüzünden batan gemiler de Haliç'in derinliklerinde kaybolup gitmiştir.
Haliç ve AltınlarıKitabı okudu
Reklam
Haçlı Yağması ve İstanbul
“1204’de Haçlıların işgali altında olan Konstantinopolis’i VIII. Mikhail Palaiologos 1261 yılında geri almıştı fakat Haçlılar şehri öyle yağmalamış, öyle tahrip etmişlerdi ki artık şehir “dünya devleti” olma vasfını kaybetmiş bulunuyordu.”
Sayfa 251 - YeditepeKitabı okudu
insanlar depremler ve yangınlardan daha acıtmışlar İstanbul'u...
İstanbul son yüzyıl boyunca ne yazık ki tarihi zenginliklerini koruyamamıştır. Şehre yeni bir görüntü vermek isteyenler o derecede acımasız davranmışlardır ki verdikleri zarar önceki deprem ve yangınlardan daha ağır olmuştur.
Elçinin imparatorun beraberinde bulunduğu ikinci saray ise şehrin bügünkü Bostancı ile Maltepe arasında Küçükyalı'daki Bryas Sarayı'dır. İmparator Theophilos tarafından İslam sarayının bir benzeri olarak 840 tarihlerine doğru yaptırılan bu sayfiye ve av sarayının alt yapı kalıntısı bugün hala Küçükyalı yakınında görülebilir. Liudprand'ın bu çevrede imparatorun ava çıktığını bildirmesi şimdiki Küçükyalı'dan arkada Kayış dağına uzanan arazinin o yıllarda avlanmaya uygun bir ormanlık bölgesi olduğunu gösterir.
Sayfa 262Kitabı okudu
Antik liman tesislerinin kalıntıları meydana çıkarılmış ve bir sürpriz olarak toprak tabakalarının altında bu limanda bulunan bazı Bizans gemilerinin kalıntıları da ortaya çıkarılmıştır.
Sayfa 14 - etkileşim yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
aklımda bile tutamadığım bunca eseri nasıl da kıyıp yıktınız?
Unkapani Aksaray arasındaki bulvar açılırken birçok cami ve mescit, Suleyman Suban, Papazoglu, Yahya Güzel, Sekbanbaşı Ibrahim Aga, Firuz Aga, Revani Çelebi gibi camiler ve mescitleriyle birlikte bu yol üzerindeki çeşmeler ve Payzen Yusuf Paşa Turbesi yıktırılmıştır. Bunlardan Gazanfer Aga Medresesi kargisindaki ünlü Kirkçeşme tekrar monte edilecek denilmesine rağmen bir daha yapilmamıştır. Bu caddenin açılma ve genişletilmesinin ikinci aşamasında Henri Prost planina gore Bozdoğan Kemeri'nin Aksaray tarafinda Ebul Fazl Mahmud Efendi Medresesi ile türbesi, Fatih devrine ait Mimar Ayaz Camii ile Candarhlar Hamam, daha aşağıda Baba Hasan Alemi ile dört servi arasında harikulade bir görünüm arzeden Ismail Efendi cami leri yıktırılmış, bu plan Aksaray'da Valide Camii'nin ve Pertevniyal Sultan Türbesi'nin yıktırılması ile noktalanmıştır.
İstanbul'un yangınları hakkında
Haliç kıyılarından başlayan yangınlar poyraz rüzgarıyla güneye, Marmara'ya doğru uzanarak bazen şehrin üçte birinin, hatta yarısının kül olmasına yol açmıştır. Depremlerden ürken halkın ev mimarisini ahşaba dönüştürmesi yangınların yayılmasını kolaylaştır mıştır.
Surlarda Gedikler Açılırken Bizanslılar Ne Yapıyordu?
“Fatih'in topları İstanbul surlarında gedikler açtıkça Bizanslılar Ayasofya’da ayinler yapıyor, bütün kiliselerin çanlarını durmaksızın çalıyor, bin yıldır Konstantinapolis’i koruduğuna inandıkları Meryem'in çok değerli ikonunu (Hodigitira=Yol Gösterici) Sarayburnu'nda, kendi adını taşıyan kiliseden alıp koruması için, surların yakınına getiriyorlardı.”
Sayfa 185 - YeditepeKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.