Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
çok kıymetli bir bilgiselidir. ona hayranlığınızı gururla tazeleyecektir.
Atatürk'ün ölümü üzerine yurt dışından gelen mektuplar: 1- Kadın hakları savunucusu Bayard Simmons'dan mektup, 11.11.1938 Kadınlara oy hakkı kampanyasını savunmuş olduğum için kendi memleketimde hapse girmiş ilk İngiliz olarak, Türkiye Cumhurbaşkanının ölümü üzerine derin üzüntülerimi sunabilir miyim? O'nun kendi ülkesinde
"Saat kaç?" Hasan Riza Soyak yanıt verdi: "Saat 07.00 efendimiz Artık sürekli "Saat kaç?" diye soruyor, Hasan Rıza da "Saat 07.00 efendimiz" diye saati tekrar ediyordu. Bu karşılıklı konuşma birkaç kez yinelendi. Odadakiler bunu, henüz aklı başında, komaya girmemiş diye yorumladılar. Fakat o anda belki gözleri kararıyor, saati göremiyordu. Onun için aklının yerinde olup olmadığını, saati öğrenmek suretiyle anlamak ve kendini kontrol etmek istiyordu. Son "Saat kaç?" sorusunun ardından birdenbire kendini arka üstü yatağa attı. Aynı anda da fena halde bir titreme başladı. O kadar titriyordu ki adeta dişleri birbirine vuruyordu. O sırada yetişmiş olan Doktor Neşet Ömer'le Doktor Abravaya, gereken müdahaleyi yapıyorlardı. Neşet Ömer bir ara Atatürk'e seslendi: "Dilinizi göreyim efendim!" Dilini yarıya kadar dışarı çıkardı. Neşet Ömer yeniden seslendi: "Biraz daha uzatınız efendim!" Doktor Neşet Ömer'e baktı. "Vealeykümüsselam!" diyerek gözlerini kapatıverdi.
Sayfa 1202 - AlfaKitabı okudu
Reklam
~muazzam bir analiz~
"Nietzsche için bir problemle meşgul olmak, her şeyin ötesinde içgörü gerektiriyordu: derinden sarsılmaya, kendinden geçmeye izin vermek. Bir meselenin gerçekliğine ikna olmak Nietzsche için, söylemiş olduğu gibi "bir yığının içine atılmak" anlamına geliyordu. Bir düşünce ya da bir fikirle kaçınılmaz bir şeyi ele alır gibi meşgul
s. 58, 59, 60 - Nietzsche'nin Değişimleri /Africano Yay.- Çev. Ayça GöçmenKitabı okudu
Sistem hep böyle işliyor o yüzden akıllı olan galeyana gelmez
İnsanların her dönemde içlerinde biriken nefreti toplu halde boşaltmak üzere daima başka bir talihsiz grubu seçtiklerini bilir. İnsanın içinde saklı tahrip etme enerjisini boşaltabilmesi için ya inancı, ya ten rengini, ya ırkı, ya kökeni, ya toplumsal idealleri ya da dünya görüşleri nedeniyle her seferinde daha güçlü sayılabilecek gruplar tarafından küçük ve güçsüz bir grup seçilir; sloganlar ve sebepler değişebilir ama karalamanın, aşağılamanın ve ezip geçmenin yöntemleri hep aynıdır. Akıllı olan bir insan bu tür tahrik edici sözlere asla kanmamalı, kitle güdülerinin galeyanına kapılmamalıdır; her zaman soğukkanlılık içinde yeniden adaleti ve hukuku aramalıdır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Rüya malzemesi-Rüyada bellek
Rüyalarda yeniden üretilen, bir kısmını uyanık halde düşünce etkinliğimizle hatırlayamadığımız ve kullanmadığımız malzeme, çocukluk yaşamına aittir. Bu noktada bunu ifade eden ve vurgulayan birkaç yazara değineceğim. Hildebrandt (1875, 23): "Şu kesin olarak kabul edilmiştir ki rüyalar zaman zaman o olağanüstü yeniden üretme güçleriyle artık çok gerilerde kalmış ve hatta çoktan unutulmuş olayları gerçeğine en sadık şekilde zihnimizin önüne seriverirler."
Varolmak sadece varolmak mıdır? Varlıkların sadece varolmanın dışına çıkıp, her neyse onun için varoldukları bir neden olmalı. Yoksa üzüm tanesinin içinde bir tat taşımaması gerekirdi. Üzüm tanesini üzüm tanesi haline getiren, varoluşunu dışarıdan alması olduğu gibi, onu kendi dışında bir varlığa sunmasıdır aynı zamanda. Üzüm tanesi, kendi başına bir hiçtir. Varlığını başka bir varlığa sunduğu anda fark edilir, anlaşılır, varoluşunu yeniden kazanır. Her varlık, dışarıdan aldığı varoluşunu, yine aldığı yere sunduğu an anlam kazanır. Üzüm tanesi gibi, her şey kendi dışına çıkarsa anlamını bulur....... O halde varlıklar birer işaretçidir. Kendileri için yokturlar. Onları hiçlik karanlığından çekip çıkaran adına vardırlar. Her varlığın varolması, onun varlığını Kudret Elinde Tutan içindir.
Reklam
Ganin,sonbaharda parkın taze kokularına karışan o kokuyu yeniden yakalamaya çalışıyordu şimdi; ama bilindiği gibi,bellek her şeyi yeniden yaşama döndürebilir ,ama kokuları asla; hem de , hiçbir şey geçmişi, bir zamanlar kendisiyle bağlantılı olan bir koku kadar iyi ve tam olarak canlandıramadığı halde.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.