Sanırım içimizdeki tutku yok oluyor günbegün.
Aşk da dahil olmak üzere bir sürü duygu gidiyor, yerine başarısız replikaları geliyor. Kopyanın kopyası ile uğraşıyoruz. Tutkulu bekleyişler yerini sabırsız nefeslere bırakıyor. Yazdığım ileti "gönderilemedi" hatası verince, durduk yere sinirleniyorum. Cevabı aylar sonra gelecek mektubu bir kenara bıraktım, mail beklerken bile sürekli sayfayı yeniliyorum. İlişkilerimin aşka dönmeye mecali yok, insanlarla ilişki kurmaya bile angarya gözüyle bakıyorum. Hissizleşiyor ve kelimesizleşiyorken 70 sene evvel yazılmış bir kitap alıp sarsıyor tüm ruhumu, bir ağacın altında yalınayak otururken kelimeler batıyor insanlığıma ve kaybettiklerime. Kitapların içinde yuva yapıp insanlığıma oradan devam etmeyi düşünüyorum. Duyguları başka insanların yüzlerinde değil, sırt çantamdaki kitapların sayfalarında bulacağımı tahmin ediyorum.