Vuslat kadehlerini sundu bana muhabbet,
Şarâbıma dedim ki: Gel, ey sevgili, ey hasret
Çabaladı, yürüdü bana doğru kadehler arasında
Anladım ki sarhoşum ben efendiler arasında
Diğer kutuplara seslendim: Toplanın gelin
Benim adamlarımsınız, meyhâneme girin
Yudumlayın şarâbı, sermest olun ey benim askerlerim
Ey sâkî! Görmez misin hâlimi, yetmez mi
Bitirmiş olmanın gururunu yaşadığım bir kitap ile sizlerleyim. Anna Karenina benim inat edip okuduğum nadir kitaplardandır. Aslında işin hikaye kısmı çok daha kısa sürede anlatılıp kapatılabilirdi (bkz: Stefan Zweig; Korku) ancak sanıyorum dünya klasiklerinin temeli; olayı hemen bitirmemekte. Sürüneceksin, sinir krizleri geçireceksin, bir
"Bak halime!" diye bağırdım yüzüne bakarak. "Geçmiş mi? Geçmemiş! Hiçbir şey değişmemiş! Olmamış, yapamamışsın çünkü ben aynıyım, her şey aynı. Durduğum yerden kıpırdamamışım bile, bana hiç iyi gelmemişsin. Artık bana umut vermekten vazgeç, bu bana kötülük! Sürekli bir şeyleri iyi edeceğini sanıyorsun ama hiçbir şeyi iyi ettiğin yok senin. Beni iyi dinle! Artık umut vermekten vazgeç, bu beni daha fazla mahvediyor."
"Helin," dedi Yankı başını omzuna yatırarak. "Sana hiç iyi gelmedim mi? Neden böyle söylüyorsun?"
"Gelmedin. Gelmemişsin. Bana iyi gelmemişsin. Yeni fark ediyorum, hiçbir şey değiştirememişsin bende."
bunlari yapip hayatta kalan varsa ben de deniyim diyorum
Başıbozuklar, centilmenler, komplocular, dostlarım!
Aşkın acılarından ve gerdek gecesinden vazgeçip aşka meydan okumak mı istiyorsunuz? Bundan daha kolay bir şey olamaz. İşte reçetesi: Limonata için, aşırı çalışıp kendinizi zorlayın, yorulun, taş taşıyın, uyumayın, uyanık kalın, azotlu içecekler ve nilüfer çayı tüketin, haşhaş ve hayıt özlerini aynı bardakta için, bunlara sıkı bir diyet ekleyin, açlıktan kıvranın, soğuk suyla banyo yapın, ottan kemerler takın, losyonlara kurşun asetat, lapalara sirkeli su katın.
Sayfa 164 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu