Bütün işlerimi bitirip, bir köşede okumaya başladığım bu güzide kitabı, yine aynı köşede bir solukta bitirdim.. Sabahattin Ali'ye ait birçok eseri okumuş olmama rağmen hayatı ile ilgili bu kadar az şey bilmek beni utandırdı doğrusu...
Yazarın "Ela Gözlü Pars Celile" adlı romanında da aynı tadı almıştım, böyle akıcı dille yazılan yeni bir eserini daha okuduğum için mutluluk duymadım değil...
1928 yılı Türkiye şartlarında, Sabahattin Ali'nin Almanya'da dil eğitimine gitmesi ile başlayan hikâyesi, başına gelen olaylarla nutkumun tutulmasına neden oldu.. Ali'nin hayatını okurken aynı zamanda ülkenin siyasi durumunu, Almanya'da Nazi ayaklanmasını, Atatürk'ün ölümü ile birlikte yaşananları da okuyoruz kitapta.
Ayrıca, en sevdiğim şair olan Nazım Hikmet ile tanışmalarını okumak da çok güzeldi. Nazim ve Sabahattin Ali'nin mektuplaşmalarına da yer vermişti Osman Balcıgil. Sabahattin Ali'nin Aziz Nesin ile zorluklar çekerek çıkardıkları Markopaşa dergisinin yol açtığı karışıklıklardan da bahsetmiş yazar.
Günümüzde de birçok kişi tarafından okunan, Türk Edebiyatı en önemli eserleri arasında yer alan Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan ve daha nice romanların yazım aşamalarına da değinerek harika bir kitap ortaya çıkaran yazar sayesinde bilmediğim birçok detayı da öğrenmiş oldum...
Kısacası; beğenerek okudum ve kesinlikle tavsiye ediyorum...