“Tanrım orada mısın? Benim, Margaret. Babaannemle sinagoga gidiyorum. Bugün bayram. Sanırım bundan haberin vardır. Hoş, babama kalsa bu bir hata, annemse bu fikrin baştan sona delilik olduğunu düşünüyor ama ben yine de gidiyorum. Eminim bu ziyaret bana ne olacağım konusunda yardımcı olacaktır.”
Judy Blume’i bir yazar sayesinde keşfettim. Bana böyle bir kitabı katmış olması kalbimde çok özel bir yere sahip olmasına neden oldu. Çünkü bazen bazı hikayeler bizim paralel evrenlerimiz gibi gelir. Ve paralel bir evrende bende bir Margarettim. Hikayemize gelirsek, New York’tan New Jersey’e uzanan 12 yaşındaki küçük Margaret’in hikayesi. Margaret New Jersey’e gittiğinde orayı sevemeyeceğinden dolayı ve babaannesini New York’ta bırakacak olmasından dolayı büyük bir korku duyar. Hissettiği tüm heyecan ve korkularını Tanrıyla konuşur. New Jersey’e taşındığında ise Nancy’nin gizli kulübüne katılır ve yeni arkadaşlar edinir. Bu yolda büyümeye, sevgiye ve dinsel inançlarına dair birçok şeyi keşfeder. Hepimiz birer Margaret’iz. Hepimiz korkuyoruz, tedirgin oluyoruz. Margaret tüm her şeyi Tanrı’ya anlatıyor. Güveniyor ve böylece onun için her şey yolunda. Korku ve heyecan duyabiliriz. Bu da bizi daha güçlü yapar. Klasikleşmiş bir ilk gençlik romanı olarak kesinlikle öneri listemde ki yerini aldı.